Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Trump’tan Hamaney’e: Hesap vakti | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bu makalenin yayınlandığı sıralarda ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ile yapılan nükleer anlaşmayla ilgili beklenen tutumunu açıklamış olacağı varsayılıyor. Aynı zamanda bu nükleer anlaşma, İran ile Güvenlik Konseyi’ndeki üye devletler ve Almanya (5+1) arasında İran’ın nükleer programına ilişkin yapılan anlaşma olarak biliniyor.

Meşhur anlaşma Barack Obama’nın gözetiminde yapıldı. Uluslararası siyasi mirasını bu anlaşmaya rehin olarak bıraktı. Pek çok gözlemci, hatta Obama’nın mantalitesini anlayanlar bile bu anlaşmanın birçok yan etkisinin olacağını dile getirdi.

Amerika’nın şartlarına göre ABD Dışişleri Bakanlığı’nın İran’ın nükleer tesislerinin anlaşmanın hükümlerine uyup uymadığını teyit etmesi için 90 günde bir Trump’a rapor sunması gerekiyor.

Başkan Trump, bu çerçevede tuhaf anlaşmaya ilişkin beklenen açıklamayı yapacak. Trump’ın, ABD’nin ya anlaşmadan çıktığını ilan etmesi ya da bu durumu kongreye götürerek siyasi yaptırımların yanı sıra eski ekonomik yaptırımları etkinleştirmesi veya yeni şartlara göre yeniden müzakere yapılmasını talep etmesi öngörülüyor. Eğer yeniden müzakere yapılırsa bu defa Obama olmayacak!

ABD Kongresi özellikle de Cumhuriyetçi milletvekilleri, İran ile mücadele edilip daha sonra ittifak yapılması konusunda uyarılarda bulunuyor. Amerika Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ed Royce, nükleer anlaşmanın hatalarla dolu ve gerçekleşmemiş bir iddia olduğunu ifade etti. Ayrıca Royce, Obama’nın İran ile imzaladığı anlaşma için Tahran’a 100 milyar dolar verdiğini, bu paranın çoğunun Irak ve Suriye’de terörü destekleyen devrim muhafızlarına gittiğini dile getirdi.

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üyesi ve Cumhuriyetçi milletvekili Lee Zeldin, İran ile yapılan nükleer anlaşmanın, İran’ın tam olarak nasıl nükleer silah elde edeceğine rehberlik eden bir yol haritası olduğunu söyledi.

Trump, İngiltere Başbakanı ile yaptığı bir telefon görüşmesinde, May’i, terörü kollamasından ve tehlikeli füzeler geliştirmesinden dolayı İran rejimini yargılamaya çağırdı.

Dolayısıyla bu durum 5+1 anlaşmasından bahsetmeyi aşan bir konudur. Tam tersine durum, bölgede İran’ın rolüne yönelik ABD’nin yaklaşımıyla ilgilidir. Bunun için ABD’nin İran Devrim Muhafızları’nı ve kendisine bağlı Hizbullah’ı asker-sivil demeden hepsini terör ve suç kutusuna koyarak terör örgütü listesine dâhil etmeye kararlı olduğuyla ilgili haberler geliyor.

Devrim Muhafızları, Humeyni Cumhuriyetinin can damarı olup, içeride ve dışarıda büyük bir ekonomik ağı teşkil ediyor. Dolayısıyla Humeyni rejiminin hizmetçileri isyan ederek cumhuriyetlerini korumak için tehdit içerikli konuşmalar yaptılar.

İşte bu, terör ve hurafe rejiminin yüzleşeceği bir durum olup, bölgede yılanın başı olan devrim muhafızlarını ve Kudüs Kuvvetleri, Hizbullah, Husi ve Irak’taki Hazali milisleri gibi Devrim Muhafızları’nın filizlerini ezmek anlamına geliyor.

Biz, ABD’nin alacağı dikkat çekici kararı bekliyoruz.