Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Trump’tan Macron’a: Netanyahu’ya katı davranmaya hazırım | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Ramallah/Kifah Zebun

İsrail basınında yer alan habere göre ABD Başkanı Donald Trump, Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron’a Ortadoğu’da barışı sağlamak için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya, Filistin’e yaptığı gibi ‘sert’ davranmaya hazır olduğunu söyledi.

İsrailli ‘Channel Ten’ televizyon kanalı, 4 Batılı diplomatın kendilerine Trump’ın geçen eylül ayının 24’ünde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Macron’un Filistin ve İsrail arasındaki barışın geleceğini sormasının ardından Fransız mevkidaşı ile aralarında geçen bir konuşmayı aktardığını bildirdi.

Trump, Macron’a ‘Netanyahu’yu ABD’nin barış planını kabul etmeye zorlamak için hazır olduğunu’ vurguladı.

ABD Başkanı konuya dair şu ifadeleri kullandı:

“Biz İsrail’e yıllık 5 milyar dolar bağışta bulunuyoruz. Büyükelçiliğimizi Kudüs’e taşıdık. Barış planı konusunda, gereken ilerlemenin kaydedilmesi için tıpkı Filistinlilere olduğum gibi Netanyahu’ya karşı da sert olabilirim. Filistinlilere yaptığım gibi üzerinde baskı kurabilir ve katı davranabilirim.”

Macron, Trump’la yaptığı görüşmede Netanyahu’nun barış sürecinde gerçekten ilerleme istemediği izlenimine sahip olduğunu söyledi. İsrail Başbakanı’nın mevcut durumda kalınması taraftarı olduğunu belirtti. ABD Başkanı, bu görüş üzerine eğildiğini belirterek, “Biliyor musun Emmanuel, ben de aynı sonuca varmak üzereyim” diye yanıt verdi.

Fransa Cumhurbaşkanı, ABD’li mevkidaşına, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a karşı neden katı bir tutum sergilediğini sordu. Trump, bu soruyu “ABD’li barış ekibi ile görüşmeyi reddetti. Bu kabul edilebilir bir durum değil” diye yanıtladı. ABD Başkanı gerektiği durumda İsrail Başbakanı’na da aynı şekilde davranma sözü verdi.

Trump, Macron’la gerçekleştirdiği görüşmeden 3 gün sonra Netanyahu ile bir araya geldi. ABD Başkanı ilk kez iki devletli çözüme verdiği desteği aleni bir şekilde ifade etti. Trump’ın bu tutumu ve ardından yaptığı diğer açıklamalar İsrailli yetkililerde gelecek konusunda endişeye neden oldu.

Geçen ağustos ayında Trump’ın İsrail’in Filistin ile müzakerelerde en ağır bedeli ödeyeceğini söylemesinin ardından Tel Aviv’in endişeleri artmıştı. Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etme kararının ardından “Çünkü İsrail büyük bir zafer elde etti. Filistinliler de çok iyi şeyler elde edecek. Sıra artık onlarda. Ne olacağını göreceğiz” diye konuşmuştu.

Trump’ın barış planı kapsamında Filistinlilere ne sunacağı ise henüz netleşmedi.

ABD Başkanı, Mahmud Abbas’a özel bir elçi ile planın kendisini çok şaşırtacağını içeren bir mesaj gönderdi.

İsrailli yetkililer, ABD’nin barış planının Kudüs’ün İsrail ve Filistin’in ortak başkenti olduğunu ifade eden bir açıklama içermesinden endişe ediyor. Mahmud Abbas’ın müzakerelere dönmeye ikna edilmesi için çaba sarf ediliyor.

Abbas daha önce yaptığı açıklamada Trump kararından geri adım atana dek onu dinlemeyeceğini söyleyerek ABD’nin barış planını reddetmişti.

ABD ile Filistin arasındaki ilişkiler ciddi bir şekilde kötüleşti. Washington, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) ofisini kapattı. Birleşmiş Milletler Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı’na (UNRWA) yaptığı bağışı kesti. Ayrıca Filistin’deki sivil toplum kuruluşlarına ve hastanelere tahsis edilen yardımları da durdurdu.

İsrailli bir siyasi yetkili, Doğu Kudüs’ün Filistin devletinin gelecekteki başkenti olarak bahsedilmesinden korktuğunu söyledi. Önümüzdeki ay Senato’da yapılacak ara seçimlerde Cumhuriyetçiler oy kaybederse ABD Başkanı Ortadoğu’da bir çözüm bulmak için çalışmalarını yoğunlaştıracak. Bu, ABD’nin dış siyasetinde açık bir kazanç sağlayarak gelecek seçimlerde Trump’a yardımcı olacak.

İsrailliler, daha önce deneyimlemedikleri bir Amerikan yönetimiyle karşı karşıya olduklarını itiraf etti. Bu tutum üç eksene dayanıyor… Her kim müzakere masasına oturursa taviz vermek zorunda. Ancak Bu tavizler tek taraflı olmayacaktır. Yapılan yorumlar müzakere masasını terk edenin bedel ödemek zorunda kalacağı yönünde. ABD’nin önerisine ‘hayır’ diyenin öncekinden daha kötü önerilerle karşılaşacağı belirtiliyor. Bu, iş adamları ve anlaşma taraflarınca bilinen bir kuralla ifade ediliyor: Bu teklifi kabul et yoksa sonraki teklif daha kötü olacak.

İsrailli kaynaklar, bu gerçeklere göre Netanyahu’nun Beyaz Saray’a, Doğu Kudüs’le ilgili böyle bir teklifin İsrail’in sağcı saflarında güçlü bir muhalefete neden olacağını ileteceğini belirtti. Netanyahu’nun Trump’a bu durumun yönettiği koalisyonu karıştıracağını söyleyecek.

Netanyahu’nun ABD Başkanı’ndan ‘Yüzyılın Anlaşması’nı açıklamayı İsrail’de gerçekleştirilmesi planlanan erken seçimlerin sonrasına ertelemesini talep etmesi bekleniyor.

Netanyahu daha önce ABD’nin barış anlaşması önerisini sunması konusunda aceleci olmadığını belirtmişti.

Filistinliler şu ana kadar ABD tarafından hazırlanan anlaşmanın ayrıntıları hakkında bilgi almadı. Ancak Trump’ın Kudüs’le ilgili kararından geri adım atmasını istiyorlar.

Üst düzey kaynakların Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre tek telafi, gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin duyurulması.

Planının bunu içerip içermeyeceği ya da şehrin kaderinin taraflar arasındaki müzakerelerle mi belirleneceği bilinmiyor. Zira yapılan değerlendirmeler İsrail’in başkentinin sınırlarının henüz belirlenmediği yönünde.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Başdanışmanı Jared Kushner, Filistinlilerin müzakere masasına döneceklerine inandığını söyledi. Aynı zamanda Trump’ın damadı da olan Kushner ABD’li CNN kanalına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Mevcut durum kabul edilebilir değil. Durum gittikçe kötüleşiyor. Bir noktada liderler cesur bir adım atmak ve taviz vermek zorunda kalacaklar. Liderleri buna istekli bulmayı umuyoruz.”

ABD ve Filistin hükümeti arasındaki ilişkilerin gerilmesi hakkında da yorumda bulunan Kushner “Barış planı, sunulduktan sonra Filistinliler tarafından okunacak. Onaylayıp müzakerelere girecek. Başkan eski düşünceyi engellemeye çalışan iyi bir iş çıkardı” dedi.