Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Türk lirası değer kaybederken, Çin Türkiye’ye finansman olur mu? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Ankara/Said Abdurrezzak

Ekonomistler, Türk lirasının daha da gerileyeceğini öngörürken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vatandaşlara dolar, euro, sterlin gibi döviz ve altınlarını Türk lirasına çevirmeleri çağrısında bulundu. ABD’nin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik yaptırım kararı almasının ardından Türk lirası son günlerin en düşük seviyesine geriledi.

Uzmanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkesinin döviz bazlı ekonomisinin zayıfladığı noktalardan haberdar olduğunu belirtirken, Erdoğan, Amerikan öfkesine karşı ne tür eylemlerde bulunacağının net olmadığı bir zamanda iki bakana uygulanan yaptırımlara karşılık ABD’nin Adalet ve İçişleri bakanlarına benzer şekilde misillemede bulunuldu.

Rahip Andrew Brunson’un tutuklanmasına sebep olan ‘örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği’ ve ‘devletin gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek’ suçlamasıyla iki yıldan uzun bir süre hapiste kaldıktan sonra ev hapsine alınmasının ardından ABD, geçtiğimiz Çarşamba günü Adalet Bakanı Gül ve İçişleri Bakanı Soylu’ya ekonomik yaptırım uyguladı. Bununla birlikte ABD, Rahip Brunson’ın serbest bırakılmaması halinde, daha sıkı tedbirler uygulayacağını ima ederek yabancı yatırımcılara Türkiye’den ayrılmaları konusunda yeşil ışık yaktı.

Dolar cinsinden borçlanan Türk şirketleri borçlarını ödemekte zorlanıyor

ABD’nin bu son hamlesi, Türkiye’nin ‘risk altındaki’ ekonomisinin karşılaştığı zorlukları daha da artırdı. Türk lirası Trump’ın son yaptırımlarından önce yüzde 25’lik değer kaybetmişti. ABD doları cinsinden borçlanmaya dayalı çalışan Türk şirketleri borçlarını ödemekte zorlandılar. Enflasyon kontrolden çıktı ve Temmuz ayında yıllık bazda yaklaşık yüzde 16 yükseldi.

Uzmanlar, Brunson’un serbest bırakılmaması halinde Türkiye’nin doğrudan ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya kalabileceğini düşünüyorlar. Bununla birlikte ABD’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyen endüstri patronlarını kara listeye alarak Rusya’yla aynı yaklaşımı takip etmesini bekliyorlar. Uzmanlar ayrıca yaptırımların, Erdoğan tarafından vaat edilen ve büyümeye katkıda bulunacak havaalanları, köprüler ve nakliye kanalları gibi maliyeti 200 milyar doları aşan büyük çaplı proje sponsorlarını hedef alacağını da tahmin ediyorlar.

Yaptırımlar S-400 anlaşmasını bozabilir

Bununla birlikte Bloomberg’de dün yer alan bir habere göre olası yaptırımlar Rus füze savunma sistemi S-400 anlaşmasının bozulmasına neden olabilir. Çünkü ABD’nin genellikle hükümete kredi veren devlet bankası olan ‘Halk Bankası’na yaptırımlar uygulayacağı dillendiriliyor. Bununla birlikte eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı 2010 ve 2015 yılları arasında ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını ihlal ettiği gerekçesiyle ABD’de hapis cezasına çarptırıldı.

Center for American Progress (CAP) Direktörü Max Hoffman’a göre, bir önceki ihlaller sonucu uygulanması beklenen para cezasının milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu da Türk lirasının daha da çökmesi anlamına geliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz Haziran ayında yeniden seçildikten sonra, mali politikaları kontrol altına alacağına dair söz vermişti.

Fakat Londra merkezli ekonomik danışmanlık kurumu Capital Economics’in gelişmekte olan piyasalar kıdemli ekonomisti Jason Tuvey’e göre, ABD’nin son yaptırımları ışığında, banka mevduatlarında faiz oranlarını yükselmesi ve liranın daha da değer kaybetmesi muhtemel.

Türk bankalarının yaklaşık 100 milyar dolarlık dış borçları bulunuyor. Bu borç önümüzdeki 12 ay içerisinde geri ödenecek. Bununla birlikte şu an 1 dolar 5 lirayı aşmış durumda.

Çin’den Türkiye’ye 3,6 milyar dolarlık kredi

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilk kez Çin para birimi yuan cinsinden tahvil ihraç etme niyetinde olduğunu dile getirdi. Bu, finansman kaynaklarını çeşitlendirmek ve Batı pazarlarının taleplerini aşmak için atılmış bir adımdı. Bunun yanı sıra Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak, ülkesinin enerji ve ulaşım sektörü için altyapı projeleri geliştirmek üzere Çin’den 3,6 milyar dolarlık kredi alacağını açıkladı.

Ekonomist Mustafa Sönmez Çin’in ülkenin içinde bulunduğu ekonomik riskler ışığında Türkiye’ye borç verip vermeyeceği konusunu değerlendirdi. Sönmez, ABD ve Avrupa Birliği (AB) piyasalarından bulunamayan kaynağın Çin’den elde edilmesinin hiç de kolay olmayacağını söyledi.

‘100 günlük eylem planı’nı açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kredi bulmada yaşanan zorlukları aşmak için ekonomi yönetiminin dış borçlanmada Çin piyasasına yöneldiğini söylemiş, “Bu doğrultuda ilk defa Çin Yuanı cinsinden tahvil ihracı yapıyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

“Çin piyasaları da yüksek miktarlarda risk almak istemeyecektir”

ABD ve AB’de olduğu gibi Çin’in de Türkiye’nin risk durumunu göz önünde bulundurarak borç verme kararını alacağına işaret eden ekonomist Sönmez, “Bugün itibariyle Türkiye’nin risk primi 345 seviyesine ulaştı. Yıllardır ağır bir krizle boğuşan Yunanistan’ın bile risk primi 317 seviyesinde. Bu sebeple Çin piyasaları da Türkiye’ye borç vermeden önce Türkiye’nin bozulan ekonomisine bakacak ve yüksek miktarlarda risk almak istemeyecektir” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vatandaşlara yaptığı döviz ve altınlarını liraya çevirmeleri çağrısı ile ilgili olarak ise Sönmez, “Döviz bozdurun demek işe yaramaz. Çünkü geçmişte de yapılan Erdoğan’ın çağrısından sonra döviz kurunda herhangi bir gerileme olmadığını gördük” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuz 2016 gerçekleşen başarısız darbe girişiminden sonra da aynı çağrıyı yapmış ancak bu çağrının döviz kurunu ayarlamada fazla bir etkisi olmamıştı.

35 yeni Ticaret Merkezi açılacak

Öte yandan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, dün yaptığı açıklamada, ülkelere özel ve etkin stratejilerle yeni pazarlara gireceklerini ve 35 yeni Ticaret Merkezi açacaklarını belirtti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle Ekonomi ve Gümrük Bakanlıklarının Ticaret Bakanlığı çatısı altında birleştirilerek ticaretin tek bir merkezde toplandığına dikkat çeken Bakan Pekcan, Ticaret Bakanlığı’nın, ticaret sektöründeki tüm işçilere güçlü bir merkezden hizmet sunma imkanı verdiğini ifade etti.

Yeni dönemde vizyonlarının ‘en küçük esnaftan başlayarak en büyük üretici ve ihracatçıya tek merkezden hizmet’ vermek olduğunu belirten Bakan Pekcan, bu yeni dönemde proaktif stratejilerle, Türkiye’nin önünü açmak ve ekonomik gelişimi hızlandırmak için çalışacaklarını vurguladı.

Bununla birlikte Türk ihracatçılarına göre, Temmuz ayında Türk ihracatı yıllık yüzde 11.8 artışla 14.1 milyar dolara yükseldi.

Hedeflerinin yüksek gelirli ülkeler sınıfına yükselmek olduğuna işaret eden Ticaret Bakanı Pekcan, bu hedefin temelinin yüksek katma değerli teknolojiye, tasarıma ve markalaşmaya dayalı ihracat olduğunu belirterek, “Biz geleceğin sektörlerine yatırım yapmak zorundayız. Bunun için de yazılım, yapay zeka gibi yüksek teknoloji içeren ve daha fazla katma değer sağlayan alanlarda yatırımlar yapmalıyız” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin diğer ülkelerle olan ticaret diplomasisini etkin bir şekilde kullanacağı vurgulayan Bakan Pekcan, bir sonraki aşamada, Türkiye’nin AB ve komşu ülkelerle ticari ilişkilerini güçlendirmeyi amaçlayan tüm adımları atacağını ifade etti.