Yarın (Pazar) Türk seçmenler, sandıklara giderek Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için oy kullanacaklar. Benzeri görülmemiş kıyasıya rekabete sahne olan bu seçim siyasi gözlemcilere göre AK Parti’nin 16 yıllık yükselişinde en zorlu seçimlerinden biri olacak. 3 Kasım 2019’da yapılması planlanan ancak öne alınan bu seçim, Cumhurbaşkanına verilen yetkiler nedeniyle büyük bir tartışma yarattı. Değişiklik, 16 Nisan 2016’da yapılan referandumda yüzde 51.4 oyla kabul edilmişti. Yürürlüğe giren yeni sistem, Cumhurbaşkanına olağanüstü yetkiler veriyor.
Ülke içinde 180 bin sandıkta 56 milyon seçmen oy kullanacak
Ülke içinde 180 bin seçim sandığına 56 milyon 322 bin 632 seçmen oy kullanacak. 3. 47.328 seçmen ise oylarını yurt dışında kullanacak. Kadınlar seçmenlerin yüzde 50,76’sı oluşturuyor. 10.559.686 kişi ile en fazla seçmen İstanbul’da bulunuyor. İstanbul’u 3.904.585 seçmeni ile Ankara ve 3.227.032 seçmen sayısıyla İzmir izliyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 6 aday yarışıyor. Bu isimler: Mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en büyük muhalif parti CHP’nin adayı Muharrem İnce, Kürtlerin desteklediği HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş, İYİ Parti Başkanı Meral Akşener, İslamcı Saadet Partisinin adayı Temel Karamollaoğlu ve solcu Vatan Partisi’nin adayı Doğu Perinçek. Parlamento seçimlerinde ise 8 parti yarışacak.
Daha önce Erdoğan karşısında hiçbir başarı kaydedemeyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun kibar tutumuyla çelişen üslubuyla Muharrem İnce, seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan’ı zorlayacak bir isim olarak öne çıkıyor. Yapılan son anketlere göre AK Parti yüksek bir oy oranı yakalayamayacak. Oylarının yüzde 28-30 arasında olması bekleniyor.
Siyasi gözlemciler şimdiye kadar Tayyip Erdoğan’ın zayıf muhaliflerine karşı kolayca seçim kazandığını ancak bu sefer Muharrem İnce’nin kendisi için zor bir rakip olacağına işaret ediyorlar. Öyleki İnce, daha önce Ak Parti’nin darbe girişimi yapmakla suçladığı Fethullah Gülen ile eski işbirliği gibi hassas konuları gündeme getiriyor.
Erdoğan son zamanlarda yaptığı seçim konuşmalarında iktidarı döneminde gerçekleştirdiği başarılar üzerinde yoğunlaştı. Erdoğan daha çok Muharrem İnce ve yüzde 10 barajını aşmaya çalışarak meclise girmeye çalışan HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş’a yükleniyor. Gözlemciler bu kez, seçmene farklı seçenekler sunma fırsatı bulan muhalefetten dolayı seçim sonucunu tahmin etmenin zor olduğu görüşündeler.
İktidardaki AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen siyasi analist Mustafa Özcan, Muharrem İnce’nin Erdoğan için zorlu bir rakip olduğunu belirterek, İnce’nin iddialı bir figür ve kıyasıya bir tartışmacı olduğunu söyledi. Özcan Kürt Partisi HDP’nin adayı olan hapisteki Selahattin Demirtaş’ın ise oyların en az yüzde 10’unu alabileceği görüşünde.
Muhalefet partileri tek bir adayda birleşemedi
Öte yandan muhalefet partileri Erdoğan karşısında tek bir aday gösteremezken aralarında “Millet İttifakı” kurmayı başardılar. Bu ittifakı kuran dört parti şunlar: Laik CHP, rahmetli Necmeddin Erbakan’ın kurduğu İslamcı Saadet Partisi, milliyetçi İYİ Parti ve merkez sağ Demokrat Parti.
Bu ittifakın karşısında Ak Parti ve MHP’nin ve destekçisi BBP’nin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” bulunuyor. Bu ittifak, muhafazakarlar ile Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti ile ikiye bölünmüş milliyetçi oylara oynuyor.
Türk parlamentosu şu anda 4 siyasi eğilimi temsil eden partilere sahip. Bunlar; Ak Parti muhafazakar, CHP Kemalist laik, HDP kürtçü ve MHP milliyetçi oyları temsil ediyor.
2013’den beri süren siyasi ve toplumsal tıkanıklığın bitirilmesi için çabalayan Ak Parti’nin fiyaskosu ardından erken seçim daveti geldi. Bu fiyaskonun ardında bazı AKP’li yönetici ve ailelerinin yolsuzluğa karıştıkları iddiaları ile Kuzey Irak ve Suriye operasyonlarındaki başarısızlık ve PKK teröristlerinin ülkeye sızmasını engelleyememe bulunuyor. Erdoğan bu operasyonlarla Türk milliyetçilerinin rızasını kazanarak erken seçimde durumunu düzeltme fırsatı yakaladı. Seçim daveti milliyetçi MHP tarafından yapıldı.
Oylama sürecini izlemek için onbinlerce görevli
Türkiye’de seçim yasasındaki bazı değişiklikler seçimlerin şeffaflığı üzerinde bir takım şüpheler oluşturduğu sırada ülke, partileri ve örgütleriyle herhangi bir ihtilaf yaşanmaması için oy sandıklarını gözlemlemek üzere seferber olmuş durumda. Seçim şeffaflığı için çalışan sivil toplum örgütü “Oy ve Ötesi” de dahil olmak üzere birçok seçim izleme girişimi ortaya çıktı. Oy ve Ötesi, vatandaşların seçimleri izleyebilmesi için eğitim çalıştayı düzenledi. Oylama sürecini izlemek için oy kullanma merkezlerine onbinlerce kişi yerleştirilecek. Ancak 2019 Kasım ayında yapılacak seçimlerin öne alınması, iki aydan kısa bir süre içinde yeni seçim kurallarına uyum sağlamayı amaçlayan dernekler ile muhalefet partilerini sekteye uğrattı.
Seçim izlemeye katılmak isteyen meslektaşları için kurslar düzenleyen avukat Yasemin Ulusan, “Bu ilk kez olacak” dedi. Seçimde en çok tartışma yaratan konulardan birisi, Yüksek Seçim Komisyonu’nun mührünü taşımayan zarfların kabul edilecek olması. Yaklaşık 30 sendika, “kriz merkezi” kurulduğunu ilan ederek oy verme merkezlerine avukatlar göndermek için benzeri görülmemiş bir kampanyaya katıldı.
Ana muhalefet partilerinden Adil Seçim Platformu
Ana muhalefet partileri güçlerini birleştirerek Adil Seçim Platformu kurdular. Şarku’l Avsat, en büyük muhalefet partisi olan CHP vekillerinden birine ulaştı. Vekil platformun amacının “oy verdikleri partiden bağımsız olarak seçmenlerin oylarını korumak” olduğunu söyledi.
YSK Başkanı Sadi Güven’den seçimde şeffaflık sözü
Öte yandan, YSK Başkanı Sadi Güven, seçimlerin güvenli ve şeffaf olacağına söz verdi. Kurul, seçimleri izlemek için sekiz Avrupa örgütüne izin verdi. Ancak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu, YSK’ya karşı bir güven eksikliği olduğunu söyledi.
Hükümet, Kürtlerin yoğun olduğu ülkenin doğu ve güneydoğusunda terör tehdidi nedeniyle olağanüstü güvenlik önlemleri aldı. Ancak HDP, bu önlemlerin seçmenlerin hareketini engelleyeceği gerekçesini ileri sürerek sandıklarda gözetmenlik yapacak görevli sayısını iki katına çıkardı.
Seçimi 34 ülkeden 635 yabancı gazeteci takip edecek
Seçimi, 34 ülkeden 635 yabancı gazetecinin yanı sıra Türkiye’ye akredite olan yabancı muhabirlerin katılımıyla gerçekleşti.
Başbakanlık Basın ve Enformasyon Müdürlüğü, yabancı gazeteci ve medya mensuplarına seçim sonuçlarını ekrandan izleyebilecekleri Ankara, İstanbul ve Diyarbakır’da medya merkezleri kurdu.
Seçim kanunundaki en önemli değişiklikler şunlar:
-İttifak yapan siyasi partilerin aldıkları geçerli oyların toplamının yüzde 10’u geçmesi halinde, bu siyasi partilerin her biri barajı geçmiş sayılacak.
-Üzerinde sandık kurulu mührü bulunmamasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu filigranı, amblemi ve ilçe seçim kurulu mührü bulunan zarflar ile üzerinde leke veya çizik bulunsa dahi bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığı kesin olarak anlaşılamayan zarflar geçerli sayılacak.
-Güvenlik nedenlerinden ötürü bazı seçim bölgelerinin birleşmesi ve bir seçim sandığının bir diğerine aktarılması mümkün olacak. Bu madde, daha çok Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgelerindeki seçmenler için konuldu.
-Bir gözlemci, vatandaş ya da yetkilinin talep etmesi halinde güvenlik güçlerinin oy merkezlerine girmesine izin verildi. Eğer kargaşa ve karışıklığa sebep olduğu belirlenirse vatandaş ya da gözlemci merkezden çıkarılabilecek.
Seçimde nasıl oy kullanılacak?
-Seçmenler bir zarf içine hem Cumhurbaşkanı hem de milletvekili seçimine ait oy pusulalarını koyacaklar.
-Cumhurbaşkanı 2014 seçimlerinden sonra ikinci kez halkın oylarıyla seçilecek.
-Cumhurbaşkanı adaylarından herhangi birinin ilk turda oyların yüzde 50’sinden fazlasını alamaması durumunda, en yüksek oyu alan iki aday arasında ikinci tur seçim 8 Temmuz’da yapılacak.
– 81 ilinin tümünde milletvekilleri tek bir oylamada seçilecek.
-Oyların yüzde 10’undan fazlasını alan partiler meclise girmeye ve meclis grubu oluşturmaya hak kazanacak.
– Halen 550 olan milletvekili sayısı seçimlerle oluşacak yeni parlamentoda 600 olacak.