Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Türkiye ve Kıbrıs arasında tutuklama krizi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Kahire/Muhammed Nebil Halmi

Türkiye’nin uluslararası sularda seyreden Kıbrıslı bir balıkçı teknesini alıkoyarak içindeki Mısırlı 5 denizciyi tutuklaması ile başlayan krizde gerginlik artarken Kıbrıs yönetimi, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne çağrıda bulundu. Ankara’nın bu adımını uluslararası kuruluşlara şikâyet eden Kıbrıs, tekne ve mürettebatının derhal serbest bırakılması istedi.

Kıbrıs Basın ve Medya Bürosu Sözcüsü Michael Michaelis, “Tekne mürettebatının tamamı Mısır vatandaşı. Denizciler tutuklanarak Girne kentinin limanına nakledildi. Tekne sahibinden alınan bilgiye göre tekne uluslararası sularda seyrediyordu ve Kıbrıs’tan gerekli çalışma izinlerini almıştı” dedi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı, iki gün önce yaptığı açıklamada, Mısır’ın Kıbrıs Büyükelçiliği, olay hakkında Kıbrıs Dışişleri Bakanlığı’ndan bilgi aldığını açıkladı. Açıklamada, Kıbrıs tarafından alınan bilgiye göre Türk Deniz Güçleri tarafından içinde Mısırlı 5 denizcinin bulunduğu ve adanın kuzey kesimlerinde seyreden bir Kıbrıs balıkçı teknesinin alıkonulduğu ifade edildi.

BM’ye resmi talep

Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamanın devamında, Kıbrıs Büyükelçisi Mai Taha Halil’in olayla ilgilenen Kıbrıslı yetkililerle birçok kez iletişime geçtiği ve Kıbrıs tarafının kendilerine BM Barışı Koruma heyetine konuya ilişkin olarak resmi talepte bulunduklarını ilettikleri belirtildi. Kıbrıs, BM’ye yaptığı başvuruyu Kıbrıs balıkçı teknesinin alıkonulmasına tepki olarak yaparken tutuklanan mürettebatın derhal serbest bırakılması için uluslararası kamuoyundan yardım istiyor.

Mısır makamları tutuklanan 5 balıkçının, Abda İbrahim Eid İbrahim el-Cündi, Ahmed Farac Taha ez-Zahid, Samih Subhi Ali Muharrem, Abdurrauf ed-Dayed Abdurrahman ve Amr Mahmud Abdu Mah olduğunu açıklandı.

“Uluslararası kanunlara aykırı”

Kıbrıs Basın ve Medya Ofisi sözcüsü Micheal, Türkiye’nin bu tutuklama hareketinin uluslararası kanunlara uygun olmayan bir korsan faaliyet olduğunu ve Türkiye’nin kanunları çiğneyerek adanın kuzey kesimini işgal ettiğini söyledi. Türkiye’nin uluslararası sularda müdahale hakkının olmadığını söyleyen sözcü, Kıbrıs-Türkiye bölgesel suları konusundaki iddialara ilişkin olarak da bunun uluslararası kanunlara uygun olmadığını çünkü bu mevzunun gayri meşru bir şekilde gerçekleştirilen Türk işgalinden kaynaklandığını belirtti. Sözcü, Kıbrıs’taki tüm bölgesel sulardaki tek meşru hakka uluslararası toplum tarafından tanınan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahip olduğunu belirtti.

Akdeniz’de güç savaşı

Akdeniz sularında geçtiğimiz birkaç aydır Mısır, Türkiye ve Kıbrıs arasında bir güç savaşı yaşanıyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçtiğimiz Şubat ayında yaptığı açıklamada ülkesinin yakın gelecekte Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerine başlayacağını söylemişti. Ülkesinin enerji politikasının yerel kaynakların yatırım kapsamının genişletmek olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu gibi kaynakların araştırılıp üzerinde çalışmalar yürütülmesinin Türkiye’nin egemenlik haklarından biri olduğunu ancak Mısır ile Kıbrıs arasında yapılan anlaşmanın hiçbir kanuni temeli olmadığını ifade etmişti. Mısır Dışişleri Bakanlığı ise Türkiye’den yapılan bu açıklamaya, “Mısır ve Kıbrıs arasında deniz sınırlarının çizilmesi anlaşmasının kanuniliğini ve meşruluğunu hiçbir tarafın tartışma konusu yapma hakkı yoktur. Anlaşma uluslararası kanunlara tam bir şekilde uymaktadır ve BM’de diğer anlaşmalar gibi kabul edilmiştir” denilmişti.

Mısır’dan Akdeniz’de gözdağı

7 ay önce Türkiye, Kahire ile uzun süredir iyi ilişkilere sahip olan İtalya Firması’na (ENI) ait bir Kıbrıs doğalgaz arama gemisine karşı çıkmış bu gelişmenin ardından Mısır Deniz Güçleri Akdeniz’de birçok tatbikat gerçekleştirmişti. Mısır tarafından Akdeniz’de gerçekleştirilen askeri tatbikatta füzeler atılmış ve Mısır ordusu tarafından yapılan açıklamada söz konusu tatbikatların “bölgesel sularımızı hedef halan tüm tehdit ve düşmanca saldırılara karşılık verilmesine yönelik gerçekleştirildi” ifadesine yer verilmişti.