Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Türkiye ve Rusya İdlib kördüğümünü çözmeye çalışıyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Rusya ve Türkiye arasında siyasî ve askerî düzeylerde gerçekleştirilen görüşmeler, İdlib konusundaki kararlılık mekanizmasında yer yer anlaşmazlıklar olsa da Suriye’de bir sonraki adım üzere iki ülke arasındaki anlaşmanın yol işaretlerini belirledi.

İki ülkenin Dışişleri ve Savunma bakanları, İdlib meselesini sonuca bağlama işini önümüzdeki ayın ilk haftasında Rusya, Türkiye ve İran liderlerini bir araya getirecek olan Tahran’daki zirveye havale etmeyi tercih etti.

Türk-Rus uzlaşısı ve görüş ayrılıkları

Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmelerinin ardından gerçekleştirdiği ortak basın toplantısı esnasında memnuniyeti açıkça görülüyordu. Nitekim Bakan, Suriye’deki siyasi düzenlemeye ivme kazandırmak üzere iki taraf arasında bir görüş birliğinin varlığına işaret etti ve pek çok anlaşmazlık dosyasının üstesinden gelindiği hakkında konuştu. Söz konusu anlaşmazlık dosyaları arasında, Suriye Anayasa Komisyonu’nun oluşumuna yönelik son zamanlarda ortaya çıkan görüş ayrılığı da bulunmakta.

Lavrov, bu meselede iki tarafın bir anlaşmaya vardığını belirtti. Rus Bakan’ın başka pek çok dosyada iki taraf arasındaki yakınlaşmayı pekiştiren anlaşmalara değinmesi ve ülkesinin Türkiye ile askerî-teknik işbirliği geliştirmeye niyetli olduğunu ifade etmesi dikkat çekiciydi.

Rus Bakan bu niyete şu sözlerle işaret etti: “Savunma heyetleri üzerinden yoğun irtibatlar kuruluyor. Türk Savunma Bakanı’nın görüşmelerimize paralel olarak ilerleyen ziyareti de bunun bir göstergesidir”.

Lavrov, askerî-teknik işbirliğinin yanı sıra otomobil sanayisi, tarım ve bankacılık alanlarında da uygulamalı koordinasyonun geliştirilmesine olan ihtiyaca dikkatleri çekti.

Rus Dışişleri Bakanı aynı şekilde Moskova ve Ankara’nın vize sistemini kolaylaştırıcı bir mekanizmanın oluşturulması konusunda da anlaştığını vurguladı. Lavrov, yakın zamanda Rus bakanların Türk mevkidaşları ile bir araya geleceğini belirttikten sonra üst düzey temasların her daim gündem maddesi olduğuna işaret etti.

Suriye meselesi, esas görüşme konusu olsa da iki bakan, Washington’un Ankara’ya yönelik artan baskısının ardından İdlib’de yaşanan son anlaşmazlıkların ışığında özel bir önem kazanan pek çok ikili dosyadaki işbirliğini genişletmek üzere varılan uzlaşmalara da dikkati çekti.

Rus uzmanlara göre bu son gelişme, Moskova’ya Suriye meselesi ve siyasi ve ekonomik başka meselelerde Türkiye ile ilişkileri sıkılaştırma fırsatı tanıdı. Suriye konusunda Lavrov, Suriye Anayasa Komisyonu oluşumunun en yakın zamanda gerçekleşmesine yönelik ayrıntıları ele aldıklarına işaret ederek konuşmanın, Astana çerçevesinde varılan anlaşmaların yürütülmesine odaklandığını ve tarafların, Soçi’de gerçekleşen Suriye Ulusal Diyalogu Konferansı’ndan çıkan kararların hayata geçirilmesini tartıştığını açıkladı. Bakan bu durumu şu şekilde ifade etti: “Bu kararlar arasında şu an yürürlükte olan Anayasa Komisyonu oluşumu da yer almakta ve biz bunun en kısa zamanda sonlandırılmasının önemini ele aldık.”

Rus Dışişleri Bakanı, Suriye Anayasa Komisyonu’ndaki Suriyeli muhaliflerin listesi konusunda Moskova ve Ankara arasında bir anlaşmazlığın olmadığının altını çizdi ve şu açıklamada bulundu: “Muhaliflerin Türkiye’nin gözetiminde BM Elçisi’ne sunduğu listenin Rusya için bir sakıncası yok”.

Lavrov, (Rusya, Türkiye ve İran arasındaki) Suriye müzakereleri için Astana çerçevesini genişletme çağrıları olarak nitelendirdiği söylentilere de değindi ve “Şu an için genişletme söz konusu değil. Astana çerçevesinin genişletilmesinin şu an için mümkün olduğunu düşünmüyorum. Diğer taraflar ile işbirliği için Astana ve Soçi sürecinde resmi değişikliklere gerek bırakmayacak fırsatlar mevcut” ifadelerini kullandı.

İdlib’e ve ılımlı muhalefetin terör örgütlerinden ayrılma çabalarına ilişkin konuşmasında ise Lavrov, İdlib’de pek çok sivilin bulunduğunu dile getirerek şöyle dedi: “Düzenleme sürecine katılmakla ilgilenen silahlı bir muhalefet mevcut. Bu toprakların tamamına egemen olmaya çalışan on binlerce savaşçı (Nusra Cephesi) var ve bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin ılımlı muhalefetin terör yapılanmalarından ayrılması için gösterdiği çabalara taş koyuyorlar.”

Lavrov, açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “Dışişleri bakanlıklarımız, bu meseleyi tartışıyor. Bugün, bu meseleye çok zaman ayırdık. Askerî güçlerimiz için bu bir tartışma konusu. Nitekim Türk Savunma Bakanı da şu an Moskova’da. Aynı şekilde istihbarat servisleri üzerinden de bu mesele tartışılıyor. Bununla birlikte bu işi bugün sonlandırmadık. Tüm meslektaşların katılımıyla ek bir toplantı gerçekleşecek”.

Lavrov, İdlib’deki sivillere yönelik tehditlerin azaltılmasının önemini vurguladı ve ılımlı muhalefetin silahlılardan ayrılması gerektiğini hatırlattı.

Bu meselenin üçlü zirveye havale edilmesine yönelik işaretinde de sözlerine şu eklemede bulundu: “Elbette sivillere yönelik tehditleri azaltmanın bir yolu olarak bu ayrılmayı gerçekleştirmek için elden gelen her şey yapılmalı. Liderler Putin, Erdoğan ve Ruhani, bu konunun detaylarını konuşmak konusunda hemfikir.”

Öte yandan Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün, İdlib’deki fanatik terör örgütlerinin önüne geçilmesinin Türkiye ve Rusya başta olmak üzere bölgenin tamamı için büyük önem arz ettiğini söyledi ve bu örgütlerin Türkiye’ye ve Suriye’deki Rus varlığına bir tehdit oluşturmaması gerektiğini belirtti. Bakan, düşüncelerini şu sözlerle ifade etti: “Türk ve Rus Savunma Bakanlarının yanı sıra iki ülkenin askerî temsilcileri ve istihbarat servisleri, İdlib’in durumuna yönelik görüşmeler yürütüyorlar. Bu noktada önemli olan Rusya’nın kaygılarını gidermektir. Terör örgütlerinin Türkiye ile Suriye’deki Rus varlığına ve askerî üssüne yönelik bir tehdit oluşturmaması gerekir. Bundan dolayıdır ki bu meselede birlikte çalışmalıyız”.

Bakan, açıklamalarını şu sözleriyle sürdürdü: “Bu örgütler, bizim sınırlarımızın yakınlarında varlık gösteriyor ve bizim için büyük bir tehdit kaynağı. Üstelik bu örgütler içerisindeki fanatik yabancı savaşçıların varlığı da Rusya, diğer Batı ülkeleri ve herkes için oldukça önemli”.

Bununla birlikte Çavuşoğlu, şu sözleri ile bir uyarıda bulundu: “Bu fanatik terör örgütlerinin işini bitirmek için İdlib eyaletinin tamamına saldırmak, milyonlarca insanın ölümüne ve yaklaşık 3 milyon Suriyelinin yerinden olmasına sebep olur ki bir başka insanî felâketin yaşanması demektir. Bize düşen, endişeleri ortadan kaldırmak ve İdlib’e yönelik bir saldırı başlatmaktansa bölgede istikrarı korumak için işbirliği içerisinde olmaktır”.

Çavuşoğlu, Anayasa Komisyonu oluşturmanın Suriye’nin geleceği için ne denli önem taşıdığına işarette bulundu ve şöyle dedi: “Suriye muhalefeti adına BM Suriye Elçisi Staffan de Mistura’ya Anayasa Komisyonu adaylarından oluşan bir liste sunduk. Rusya ve İran da Suriye rejimi adına bir liste sundu. Buna dayalı olarak Anayasa Komisyonu üyelerinin bu listelerden seçilerek komisyonun oluşturulması ve bir an önce işe başlanması gerekir. Suriye’nin anayasal yapısı, ülkedeki siyasi çözüm olmazsa olmaz koşuldur”.
Kremlin’in yürütülen diyaloglara doğrudan müdahalede bulunması dünün dikkat çekici noktalarından biri idi. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in görüşmeler sona erdikten sonra Rus ve Türk Dışişleri ve Savunma Bakanlarını ağırladığını duyurdu ancak buluşmanın detaylarına girmedi.

Askerî planda Rus Savunma Bakanlığı, Rus Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile Türk mevkidaşı Hulusi Akar’ın Suriye’deki durumun istikrarını ve iki ülke arasındaki askerî-teknik işbirliği meselelerini tartıştığını belirtti ve şu sözlerle duruma açıklık getirdi: “Suriye’nin durumuna ilişkin bir haftadır Moskova’da gerçekleştirilen ikili görüşmelerinde iki bakanın başlattığı kapsamlı diyalog sürüyor. Bu süre içerisinde Rus tarafı, Suriye’nin kuzeybatısındaki durumun düzelmesi için Türkiye’ye birtakım önerilerde bulundu”.

Öte yandan Moskova, Beyaz Saray temsilcisinin, Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’dan Şam’ı yargılamak için Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne yardım etmesi konusunda bir talepte bulunduğu yönünde yaptığı açıklamaları yalanladı.

Rus Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, iki bakan arasında Perşembe günü yapılan telefon görüşmesinin içeriğine ilişkin bir çarpıtmanın söz konusu olduğunu dile getirdi. Ardından Pompeo’nun Lavrov’a bu konuda herhangi bir taleple gelmediğini belirttikten sonra Washington’un Suriye’deki kendi siyasi gündemlerini iteklemek için Moskova ve Washington arasındaki Suriye meselesine yönelik ikili diyalogu kullanmaya çalıştığı suçlamasında bulundu.