Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, 18 Eylül’de başlayan yeni eğitim-öğretim yılında, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin okul eğitiminde eşit fırsatlara sahip olacaklarını açıkladı. Ancak Suriyeli çocukların yaşadığı sorunlar eğitimle sınırlı değil. Zira çocukların önemli bir kısmı zor koşullar altında yaşıyor. Rehabilitasyonları için büyük çaba gerekiyor. Bu yöndeki çalışmalarsa Türk ve Suriyeli STK’lar ya da Suriyelilere yardım etmek isteyen az sayıda belediyenin katkılarıyla sınırlı kalıyor.
Son verilere göre 620 bin Suriyeli mülteci çocuktan yaklaşık 300 bini eğitimden yoksun. Toplam 3 milyon mülteciden sadece 300 bini mülteci kamplarında, geri kalanları ise şehirlerde yaşıyor. Ayrıca eğitim almak için yeterli koşulların olmaması nedeniyle, zorunlu eğitim çağındaki Suriyeli çocukların yaklaşık yüzde 60’ının okula gidemediği tahmin ediliyor.
Eğitimin önündeki engeller aşılamıyor
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, üniversite öncesi çağda yaklaşık 650 bin öğrenci olduğunu, yaklaşık yüz mülteci kampında onlarca okul açılmasına rağmen, okula sadece 300 bin civarında çocuğun kaydolduğunu belirtti. Çoğu mülteci çocuğun eğitimsiz kaldığını söyledi.
Türkiye’ye yasal yollardan giriş yapanlardan resmi ikamet belgeleri veya mülteci statüsüne sahip olanlar hariç, Suriyeli çocukların devlet okullarına kayıt hakkına sahip değiller.
Avrupa Birliği, komşu ülkelerde okullar inşa etmek ve Suriyeli mülteci çocukların okullara katılımını kolaylaştırmak için UNICEF’e yeni yardımlar sağladı.
El-Ferah mutluluk merkezleri
Çocuklar için psikolojik destek konusunda ise çalışmalar henüz istenilen düzeyde değil. Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği tarafından yönetilen “mutluluk merkezleri” de dâhil olmak üzere birçok oluşumda çalışmalar örgütsüz olarak devam ediyor.
Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) ile işbirliği içinde olan şehirlerde Avrupa Birliği’nden alınan fonlarla savaşta yaşanan acıların olumsuz etkilerini silebilmek için Suriyeli mülteci ailelere ve çocuklarına psikolojik ve sosyal destek sağlanıyor.
Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Gaziantep illerinde bulunan bu merkezlerde, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, hemşireler, beslenme uzmanları ve gönüllüler çalışıyor. Mutluluk merkezlerinde, çocuklara müzik, resim, kaligrafi, sanat dersleri veriliyor.
El-Ferah Çocuk ve Aile Destek Merkezi Ankara Ofis Yöneticisi Emine Engür, merkezin bir yıl önce kurulduğunu, çocuklara ve kadınlara psikolojik hizmetler sağlandığını açıkladı. Engür, çocuk hakları, aile içi şiddet, temel sağlık hizmetleri, hamile kadınlar ve yeni anneler için beslenme kurslarının yanı sıra başta Türkçe ve İngilizce olmak üzere birçok başlıkta eğitim kursları verdiklerini ifade etti.
Emine Engür, göre şimdiye kadar merkezin hizmetlerinden yararlanan kişi sayısının 14 bin olduğunu, bu sayının 4 bininin çocuklardan oluştuğunu kaydetti.
Suryelilere yardım eli
Suriyeli çocukların psikolojik destek ve sosyal rehabilitasyonunu sağlamak için çok sayıda girişim mevcut. Ancak bu kuruluşlarda organizasyon ve imkân eksikliği devam ediyor.
Hatay’da, İstanbul’un çeşitli üniversitelerinden gelen 25 Türk öğrencinin girişimiyle, Suriyeli yetimleri destekleme, eğlendirme ve savaşın etkilerini silme amacıyla bir merkez açıldı.
Birçok Türk kuruluşu, Suriyeli çocuklara psikolojik ve sosyal destek sağladığı gibi, bazı Türk aileleri de Suriyelilerin yaşam ve tedavi masraflarını karşılıyor.
Ancak başta çocuk işçiliği olmak üzere Suriyelli çocukların ailelerinin yükünü üstlenmesi gibi sorunların önübne birçok ülkede geçilemiyor.
Psikolojik destek ve toplumsal rehabilitasyon alanında çalışanlar için en büyük zorluklardan birisi bu çocukların eğitimine devam etmelerini sağlamak.
Türkiye’de bir grup gönüllünün kurduğu merkezlerde, “çocuk dilenci” olgusuyla yüzleşmek için ACT Merkezi’ni kurarak, çocukları okula geri getirmek, onları psikolojik ve fikri olarak hazırlamak için çalışıyor.
Bu merkezlerin bazıları çocukları okula gönderme karşılığında ebeveynlere mali yardım sağlıyor.
İstanbul’daki bir psikolojik rehabilitasyon merkezinde çalışan Psikoterapi Uzmanı Raşa Elvan, rehabilitasyon sürecinde karşılaşılan zorluklar hakkında Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye toplumunda yaşanan şiddet göz önüne alındığında, fiziksel yaralanmalardan çok psikolojik travma hakimdi. Toplumdaki herkes, orta ila ağır arasında değişen, bir psikolojik yaralanmadan muzdarip oldu” ifadesini kullandı. Elvan, şiddete ya da kendini savunmaya yönelik stresten kaynaklanan travma sonrası stres bozukluğundan, yeni gerçekliğin adaptasyona kadar uzanan psikolojik rahatsızlıkların devam ettiğini belirtti. “Bunların sosyal ve aile hayatına yansımasından en fazla çocuklar etkileniyor ve izlerini hayatları boyunca taşıyorlar” dedi.
“Çalıştığım çocukların çoğunda travma sonrası stres bozukluğu dediğimiz dikkat eksikliği, uyumsuzluk vardı. Bazı durumlarda desteğe ihtiyacımız var. Bu vakalar hafif derecede olup, düzenli tedavi gerektirir” diye konuşan Psikoterapi Uzmanı Raşa Elvan, çocuklara düzenli olarak acil yardım sağlayan merkezlerin olmadığına dikkat çekti. “Uzmanlaşmış merkezlere çok ihtiyacımız var” çağrısında bulundu.