Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Türkiye’nin AB hayali devam ediyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ile arasındaki ilişkilerin temelini oluşturan Ankara Anlaşması’nın üzerinden 50 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, AB’ye katılmayı hala hayal ettiği gibi, bu hayalin gerçekleşmesini engelleyen kısıtlamalar hakkında da sabır gösteremiyor.

AB üyeliğine ilişkin açıklamada bulunan Çavuşoğlu, “Bir 50 yıl daha beklenilmesin. Bizim de milletimizin de tahammülü kalmadı” dedi.

Ankara’nın, AB standartları çerçevesinde AB ile olan ilişkilerini karşılıklı saygı ile sürdürmek istediğini vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye’nin AB’ye katılımı ve bu bağlamda atılacak adımların değerlendirilmesi konusunda zorlukları bir kenara bırakmanın gerektiğini ifade etti.

Türkiye’nin AB’ye girme çabaları 1959 yılına dayanıyor. Türkiye’nin Avrupa Gümrük Birliği’ne kademeli üyeliğini onaylayan 1963’te imzalanan Ankara Anlaşması’nın ardından, 1987’de Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) tam üyelik için başvurdu.

Başvuru, 1997 yılında AB tarafından uygun görüldü, ancak müzakereler 2005 yılına kadar başlatılmadı.

Başlayan müzakereler, AB’nin Türkiye’deki insan hakları ihlallerini eleştirmesi ve Ankara’nın, AB üyesi bazı ülkeleri ‘Nazi Dönemi’ne benzeterek hedef alan keskin ve tartışmalı söylemleri nedeniyle 2016’da durdu.

Bununla birlikte, Türkiye son zamanlarda Avrupa ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor.

Bu bağlamda Çavuşoğlu, Avusturyalı mevkidaşı Karin Knessl’in 25 Ocak’ta Ankara’yı ziyaret edeceğini söyledi.

Çavuşoğlu, cumartesi günü Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’i de evinde ziyaret etmişti.

AB, son yıllarda Türkiye’ye karşı yönelttiği insan hakları ihlalleri suçlamaların yanında, 2016’da yaşanan başarısız darbe girişimi sonrasında, ‘hukukun üstünlüğü, insan hakları, basın özgürlüğü ve yolsuzlukla mücadele’ konularında taşıdığı endişeleri de belirtti.

Türkiye’nin AB rüyasının gerçekleşmesinin önünde birçok engel daha var. Türkiye’nin AB’ye girmesi, Almanya’nın ardından nüfus açısından birliğin ikinci en büyük üyesi olmasını sağlayacak ve demografik yapıyı etkileyecek. İlaveten bu durum, büyük nüfusa sahip Türkiye’ye AB içinde daha fazla temsilciye sahip olup, daha aktif üye olmasını sağlayacak. Bunun da AB ülkeleri arasında birçok nedenden dolayı siyasi kaygı yarattığına inanılıyor.

Ekonomik açıdan bakıldığında ise, Türkiye’nin AB’ye katılımı ile birçok Türk’ün Almanya, Fransa, İngiltere gibi bazı AB ülkelerde iş fırsatı arayacağı düşünülüyor.

Türk işçiliği, ‘ucuz emek’ olarak değerlendirildiğinde, bu durum AB ülkelerindeki ücretlerin düşmesine yardımcı olacağı gibi, işsizlik oranlarını da artıracak.

Bunun sonucunda, AB ülkeleri içinde ucuz Türk mallarının hızla yayılmasına ek olarak, bu ülkelerdeki yerel sanayiyi de etkileyecek.

Fransa ve Almanya gibi birçok Avrupa ülkesi, Türkiye’nin 1974’te Kıbrıs’ı devralması, Ege’deki adalar üzerindeki anlaşmazlık nedeniyle Yunanistan ile arasında yaşanan tarihi gerginlik ve ‘Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilere yapılan katliam’ iddiasını tanımaması nedeniyle Türkiye’nin AB’ye üyeliğini reddetti.