Üç haber ve üç fotoğraf…

Tüm günümü hüzünle doldurdu, geceleri uykumu kaçırdı.

İlki, yaşı en fazla 9 olan bir çocuğun Musul’da Irak güçleri tarafından yakalanmasının fotoğrafı…

Üstündeki kıyafetleri çıkartırken çekmişler. İddialar çocuğa DEAŞ tarafından bombalı kemer giydirildiği ve “düşmanlarının” yanına patlatılmak üzere gönderildiği yönünde…

İkincisi; Afganistan’daki (barbar) Taliban çetelerinin bir kadını öldürene kadar şevkle Recm etmelerinin yani taşlayarak öldürmelerinin fotoğrafı…

Taşlamanın ardından birbirlerini o muhteşem insani(!)  uygulamaları dolayısıyla tebrik ediyorlar…

Kadının dört yaşındaki oğlu annesinin cesedi etrafında ağlayarak dolanıyor…

Sonra o küçük eliyle annesini öldüren taşları alıp onlara atmaya başlıyor, gözyaşları yüzünü kaplarken dakikalarca onları taşlamaya devam ediyor…

Onlar bir dolu sakalları ve sararmış çürük dişleriyle çocuğun saflığına cahilce gülüyorlar.

Üçüncüsü haberimizde; Dubai Emirliği’nde çalışan Asyalı bir adam hakkındaki haber. Adam, eşiyle sahilde oturmuş çocuklarının denize girişini izliyor.

Bir anda 20 yaşındaki kız kardeşleri çığlık atıyor ve boğulurken canhıraş yardım istiyor!

Görünüşe göre olayı fark eden biri kurtarma ekiplerine haber veriyor ki iki acil kurtarma görevlisi geliyor.

Görevliler denize girmeden önce genç kızın babası önlerine dikilerek kurtarmalarına engel oluyor. Aralarında korkunç bir kavga başlıyor. Güçlü olan baba, görevlilere galip geliyor…

Ve kavga sırasında kız boğularak hayatını kaybediyor…

Küçük kardeşleri ağlayıp bağırıyor, annesi üzüntüsünün şiddetinden üstünü başını yırtıyor.

Baba ise “görevini” sonuna kadar gerçekleştirmiş, olmanın “huzuru” ile (umurunda olmadan) sessizce duruyor. Vicdanı ne de olsa rahat!

Kısa süre sonra gelen güvenlik güçleri kızın naaşını sudan çıkarıp, babayı da tutukluyor…

Sorguda kendisine güvenlik görevlilerinin kızı kurtarmasına neden engel olduğu sorulduğunda Adam tek cümleyle cevap veriyor: “Kızımın hayatından daha önemli olan namusunu kurtarmak istedim… (!!)”

“Madem ki kızını herhangi bir adamın kurtarmasını istemedin, neden kendin kurtarmadın?!” diye tekrar sorulduğunda tüm soğukkanlılığı ve inancıyla “Maalesef, yüzme bilmiyorum” diyor…
O’na ne yaptılar, hakkında ne hüküm verdiler bilmiyorum!
Elimde olsaydı onu kızının hayatını kaybettiği yere atar ve, “Ey namusunu koruyan mahir kişi şimdi kendi kendini kurtar” derdim!