Uluslararası Koalisyon’un Rakka kentine yapığı bombalama neticesinde iki günde onlarca kişi hayatını kaybetti. Öte yandan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), DEAŞ terör örgütünün yoğun olduğu mahallelerde askeri çemberi daraltmakta.
Washington liderliğindeki Uluslararası Koalisyon bombardımanın artacağını vurgulandı. Uluslararası Koalisyon sözcüsü Albay Ryan Dillon, AFP’ye yaptığı açıklamada, sadece geçtiğimiz hafta içerisinde Rakka ve çevresine 250’yi aşkın saldırı düzenlendiğini belirtti. Uluslararası Koalisyon, sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığı iddiasını reddederken bunu önlemek için gerekli icaraatların yapıldığını vurguladı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) aktardığı bilgilere göre, Uluslararası Koalisyon’un pazartesi günü DEAŞ’ın egemenliği altında bulunan Rakka mahallelerine yaptığı bombardıman, aralarında 19 çocuğun bulunduğu 42 sivilin hayatını kaybetmesi ile sonuçlandı.
Geçtiğimiz pazar günü şehrin merkezinde yer alan semtin bombalanması neticesinde 27 kişi hayatını kaybetmişti.
Gözlemevi’nden aktarılan bilgilere göre, Uluslararası Koalisyon’un Rakka’da yaptığı bombalamalardaki ölü sayısı bir hafta içinde 60’ı çocuk olmak üzere 170 kişiye yükseldi.
Devam eden ölüm artışları saldırıların özellikle şehir merkezinde yoğun nüfuslu mahalleleri vurduğunu göstermekte olduğunu belirten Abdurrahman, ittifakın saldırıları DEAŞ terör örgütünün hareketlerinin gözlemlendiği herhangi bir bina veya herhangi bir mekanı hedef almakta olduğuna işaret etti.
ABD Savunma Bakanı James Mattis ’e Irak gezisinde eşlik eden Uluslararası Koalisyon sözcüsü Albay Ryan Dillon, sivillerin ölmesiyle ilgili, “Bu iddiaları ciddiye alıyoruz” diyerek bu konunun soruşturmasını tamamlayacağına işaret etti.
Koalisyon’un aylık raporunda, 2014 yazından beri gerçekleştirdikleri operasyonlar kapsamında yaptıkları saldırılar sonucunda tahminen en az 624 sivilin istemeden öldürüldüğü bildirildi. Fakat insan hakları örgütleri öldürülenlerin sayısının çok daha fazla olduğunu tahmin etmekte.
Kontrol bölgelerinden kaçan insanların ifadelerine göre, Rakka’nın merkezindeki mahalleler nüfusun en yoğun olduğu, askeri operasyonların zorlaştığı bölgeler, özellikle de DEAŞ örgütünün sivilleri ‘insan kalkanlar’ olarak kullanmaya başvurduğu ve kaçmalarına engel olduğu belirtildi.
Eski olan bu şehirde savaşlar batıda Diriye ve el- Berid mahallelerinde ve kentin güney tarafındaki eteklerinde yoğunlaşmakta.
Dillon, “Son zamanlarda özellikle de Musul Savaşı sona erdikten sonra baskınlarımızı arttırdık” dedi. Bağdat geçtiğimiz 10 Temmuz’da Musul’u DEAŞ’tan geri aldığını ilan etmişti.
Uluslararası koalisyon uçakları, SDG’nin ilerlemeye çalıştığı alanları bombalıyor. SDG şehrin yüzde 60’na egemen olmakta. SDG’ nin DEAŞ’ı şehrin kuzeyinde ve merkezinde kuşattığı askeri çemberin alanı 10 kilometrekareyi aşmamakta.
SDG sözcüsü Talal Sallou’nun AFP’ye yaptığı açıklamada, “Rakka savaşını yavaşlatan en önemli sebeplerden biri de sivillerin canının korunmaya çalışılması ve büyük kayıplardan kaçınılmasıdır” dedi. SDG’nin egemen olduğu yerlerde sivillerin geçişini sağlamak için geçitler açtıklarını belirtti.
Geçtiğimiz aylarda on binlerce sivil kaçıp, temel ihtiyaçları karşılamaktan yoksun çadır kentlere sığındılar. Birleşmiş Milletler’in (BM) tahminlerine göre, hala şehirde yaklaşık 25 bin sivil bulunmakta.
Siviller günlük olarak şehirden kaçmaya çalışıyorlar. Ancak çatışmalar ve bombardıman nedeniyle keskin nişancı ve ‘cihadçılar’ tarafından döşenen mayınların tehlikesiyle karşılaşmaktalar.
Rakka hakkındaki bilgilerin kaynağını oluşturan, ‘Rakka sessizce katlediliyor’ isimli yerel aktivist ağından Ebu Muhammed, geçtiğimiz pazar gününden beri yapılan saldırılar, Suriye’nin diğer bölgelerinden Rakka’ya göç eden ailelerin öldürüldüğünü ortaya çıkardığı belirtti. Aktivis Ebu Muhammed, “Maalesef insanların kendini korunması için bir yol bulunmamakta. Ellerinden gelen tek şeyin kendilerine bir sığınak bulmak ve mümkün olduğunca sokaklardan uzaklaşmak” dedi.
‘Suriye’de BM İnsani Yardım Konusunda Çalışma Grubu’ başkanı, “Bugün Suriye’de en kötü yerin DEAŞ hakimiyetinde bulunan Rakka’dır” demişti.