Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Üstadımız Rıdvan Seyyid’in anlatımıyla ‘Arap Solu’nun incelikleri | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Ulusalcı Solcuların boş muhabbetlerinde Sol Ulusalcılığı Suudi Arabistan’a ve diğer Arap ülkelerine ihraç etmek istediklerini biliyorum.

Öyle ki bu solcuların kalplerinde bu devletlere karşı doktorları bile çaresiz bırakan kin ve nefret hastalığı vardır…

Suudi Arabistan’ın manevi sermayesinden yani İslam’ın doğduğu ve vahyin indiği yer, Hz. Muhammed’in (as) ikâmetgâhı ve Müslümanların kıblesi olduğundan dolayı Sünni ve Şii sözde “İslâmî” akımların Suudi Arabistan’a yönelik düşmanlığından bahsetmeyeceğiz.

Bu bilinen bir mesele. Fakat solculuk ve Arap ilerlemeciliği örneğine işaret ederek çirkin üçlüye karşı zafer kazanıyoruz: Humeyniciler, Müslüman Kardeşler ve Sol (ve bazı milliyetçiler). Ki bunlar, Suudi Arabistan’a karşı hiciv boynuzlarıyla azgın öküzler gibi hareket ediyorlar.

Bugün sizleri Arap milletinin derdiyle dertlenen biri olduğundan dolayı Lübnanlı Arap düşünür ve İslami Araştırmalar Profesörü Rıdvan Seyyid hakkında bilgilendirmek istiyorum.

Dr. Rıdvan Seyyid ya da kendisine verilen hoş lakapla “Üstadımız” anlamında “Mevlana”…

Bu, Ezherci geleneksel İslami ilimler nedenlerine ve İslami araştırmalar alanında Almanya’da okurken Batılı söylemin gerekçelerine sahip olmasından dolayı kendisine verilen bir sıfattır.

Rıdvan, son makalesini bu gazetede “Arap Solunun ve Milliyetçilerin Terazisinde Başarı ve Başarısızlık” başlığıyla kaleme aldı.

Rıdvan, makalesinde Arap solunun ve milliyetçilerin Suriye ve Irak’ta meydana gelenlere yönelik tutumlarına, katil Beşşar Esed’in ve Irak, Lübnan ve Yemen’de İran gruplarının ve son zamanlarda da Türkiye’nin arkasında dizilmelerine karşı sitemini dile getirdi. Öyle ki Erdoğan’ın son huysuzlukları ve kendisiyle Tahran mollaları ve Moskova’nın imparatoru arasında cereyan eden yeni sıcaklık Arap solunun ve milliyetçilerinin hoşuna gitti.

Rıdvan, makalesinde “Milliyetçiler ve solcular, Esed Suriye’sinin ve Hizbullah’ın yanında yer alan çoğu Lübnanlının ve Lübnanlı olmayanların kazandıklarını mı düşünüyorlar? Nasıl, neyle ve nereye kadar? Aslında sadece vatandaşlarını hor görmede, ortaklıktan vazgeçmede ve onları hegemonya altına alıp korkutmada başarılı oldular. Yoksa Liberalleri ve eski demokratları, Hizbullah ve Velayet-i Fakih rejimiyle bir araya getiren nedir ki?” ifadelerini kullanıyor.

Sonra Üstadımız, asıl meseleye ve hastalığın gizlendiği noktaya ulaşarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Milliyetçi solcuların ve solcu milliyetçilerin problemi, Mısır ve Suudi Arabistan’dan nefret etmeleridir. Kendileriyle önde gelen Araplar arasında sağlam bir duvarın olmaması kaydıyla onlar, Amerikalıları, Rusları, Çinlileri ve Hintlileri desteklemeye hazırlar.”

Rıdvan Seyyid, yaşamı boyunca pek çok tartışmaya girdi. Tenkit etti, övgüde bulundu, yazdı, araştırdı, tartıştı ve ilim enstitülerini dolaştı. Bütün bunlardan sonra Arap solunun sözlerinde pişmanlık ve üzüntüden başka bir şey görmedi.

Kısacası bu, “aydın” Arap aklının hastalığını keşfeden bir özettir.