Uzay’da bir yıl geçirdikten sonra Dünya’ya dönen astronot Scott Kelly’nin dış görünüşünün yanı sıra DNA’sının da değiştiği tespit edildi.
ABD’li astronot Kelly, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bir yıl kaldıktan sonra 2014 yılında daha uzun boylu, daha çevik ve daha genç hücrelere sahip olarak geri döndü. Ancak vücudundaki bazı değişiklikler bu kadar da iyi değildi. Öte yandan Scott, uzay yolculuğuna çıktığında, geride emekli astronot olan ikiz kardeşi Mark’ı bırakmıştı. Döndüğünde ise artık ikiz kardeşlerin DNA’larının uyuşmadığı anlaşıldı.
Uzay yolculuğunun getirdiği stres
NASA araştırmacıları, ikiz kardeşler üzerinde yaptıkları, uzay yolculuğunun insan üzerindeki etkileri ile ilgili araştırmanın ilk bulgularını açıkladılar. Sonuç olarak dünyada kalan Mark ile uzayda 340 gün geçiren Scott’ın DNA’larının farklılaştığı gözlemlendi.
NASA uzmanları, bir yıllık uzay yolculuğunun, ‘uzay genleri’ olarak isimlendirdikleri genleri aktif hale getirmiş olabileceğini söylediler. Bu genler, yer çekimsiz ortam ve oksijen eksikliğinin insan vücudu üzerinde oluşturduğu, basınçlar ve strese bağlı olarak, başka genlerin pasif hale gelmesiyle aktifleşmiş olabilir.
NASA’dan yapılan açıklamada, “Böyle bir yolculuk, hücrelerin yok olmasını sağlamayan, yağ veya proteinler gibi bir grup molekülün üretimini tetikleyebilir ve genleri aktif hale getirebilir veya vücuttaki hücrelerin işlevini etkileyerek çalışmalarını durdurabilir” ifadeleri yer aldı.
Scott’un boyu bir yılda 5 santimetre uzadı
Araştırma kapsamında, Scott’ın uçuşu sırasında ve sonrasında, en doğru sağlık değişikliklerini gözlemleyebilmek için daha önce kardeşlerin stres düzeylerini, fiziksel ve psikolojik durumlarını inceledi. Scott’ın uzayda belirli bir süre kalmasının ardından boyunun 5 santimetre kadar uzaması gibi bazı fiziksel değişiklikler ve genetik değişikliklere yaşadığı gözlemlendi. Bununla birlikte, astronotun DNA’sının yüzde 7’sinin değiştiği görüldü. Görülen bu değişikliler, kemiklerde uzama, bağışıklık sistemi reaksiyonları ve hasar onarım süreçleri gibi çeşitli değişimler içeriyordu.
Bilim insanları, bir yandan Scott’ın vücudunda gençleşen hücreleri gözlemlerken, diğer yandan da sindirim sistemindeki faydalı mikrobiyal merkezin azalmasını ve kemik zayıflığı gözlemlediler.