Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Ve Suudi Kadını otomobil sürdü! | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

24 Haziran 2018 gecesinde Suudi Arabistanlı kadın, otomobilini Riyad, Cidde ve diğer Suudi Arabistan şehirlerinin caddelerinde arabasını sürerek otuz yıla yakın devam eden ve Suudilerin vaktini ve enerjisini sömüren bir konuya son nokta konuldu!

1990 yılının Kasım ayında bir grup Suudi Arabistanlı kadın aktivist arabalarının marşına basıp protesto sürüşü düzenlediler. O zamanlar Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgal ettiği ve bölgenin fokur fokur savaş kazanında kaynadığı ve Sahve denilen politize radikal grupların ortamı gerdiği bir dönemdeydik. O dönemlerde Sahve akımının müritleri ve savunucuları kadın haklarını ve bu hakları savunanlara karşı açtıkları savaşı bahane ederek kendi ajandalarını empoze ettiler ve gayet doğal ve (sosyal ve ekonomik) faydaları olan bir hak olan kadınların araçlarını sürme taleplerini bahane ederek, politik yönden ne denli kullanıldıklarını ve istismar edildiklerini bilmeyerek, çatışma konusu yaptıkları bu konuyu yükselme ve ilerleme aracı olarak kullandılar.

Zamanında, devlet sorumluları alışılagelmiş söylemi kullanmış, ve kadınların araç kullanmaması kararının devletin değil, topluma ait bir karar olduğunu söylemişler. Ama durum değişti, Suudi Arabistan’a kararlılık dönemi geldi ve dosya Kral Salman tarafından kapandı, Veliaht Prens Muhammed Bin Selman da problemi halletme sözü verdi ve sözünü tutarak krallığın düşmanlarının ayakları altından memleketi sürekli eleştirecek gerekçeyi çekti.

Burada, bu köşede, bu konuyu yıllarca ele almış ve tartışmıştım.

28 Mayıs 2018 tarihinde ‘Otomobilini sürecek’ adlı makalemde bayanların araba sürmesine karşı çıkanların konuyu gerekçesizce büyüttüklerini, söylediklerinin ‘gerçekler güneşinde erimeye mahkum kardan heykeller’ olduğunu yazmıştım.

24 Mayıs 2005 tarihinde de ‘Kadınlar ve liderlik… Araba mı, politika mı?’ adlı makalemde bu hakkın kadına verilmemesinin ne anlama geldiğine değinmiş ve ‘kadınların araba kullanmalarının hayatı yönlendirmesine karşı olmanın veya en azından kişisel olarak kendi geleceğini ve kaderini yönlendirmeye karşı olmanın simgesi olduğunu’ yazmıştım. Aynı makalede şunu sormuştum: ‘Kadınların araba sürmesine karşı gelmek hayatını ve geleceğini yönlendirmesine karşı gelmenin simgesidir’ diye yazmıştım.

Yukarıda adı geçen makalenin bir bölümünde de şu soruyu sormuştum:’ Kadın güvene laik mi değil mi? (….) Neden bazıları kafasını kuma gömmeyi sever ve konuları zamana bırakır (….) zaman gelmez, zamana gidilir, anlamadınız mı?’

Tüm bu söyledikleri mazinin bir parçası oldu, bu gün yeni bir zamandayız. Bu zamanda da şura meclisinin eski ve yeni birkaç üyesini, gazeteci ve yazarı, milletini ve vatanını seven birkaç ilerici kadını sevgi ve şükürle yad etmeliyiz. Ama teşekkürün her türlüsü kararlılık kralı ve ülkenin lideri olan Selman Bin Abdülaziz’e ve korkusuz veliahdı Muhammed Bin Selman’a gitmelidir.

Bu kararla normal bir ülke olma yönünde daha da ilerlemekteyiz, Bu kararla fitne yaymak isteyenler, şeytanca işler yapmak isteyenlerin değirmen sularından biri daha kesilmiş olacaktır.

İleriye, daha fazla aydınlığa…