Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Venezuela, uluslararası tecrit uygulamalarıyla karşı karşıya | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Venezuela’nın sosyalist Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro, 2025 yılına kadar iktidarda kalmasını sağlayan seçimleri kazanırken, ülkesi bazı uluslararası tecrit uygulamalarıyla karşı karşıya kaldı.

AFP’nin aktardığına göre, uluslararası toplum tarafından kınanan ve muhalefetin “dolandırıcılık” olarak nitelendirerek boykot ettiği seçimlerde 55 yaşındaki Maduro, en yakın rakibi Muhalefet lideri eski Vali Henri Falcon’a karşı büyük bir başarı kazandı. Bu bağlamda Maduro, Venezuelalı seçmenlerden 5,8 milyon (yüzde 68) oy alırken, Falcon ise 1 milyon 820 bin (yüzde 21,2) oy elde etti.

Ülkedeki kayıtlı seçmenlerin yüzde 52’si seçimleri boykot ederken, söz konusu oranın 1958’de demokratik sistemin ilanından bu yana en yüksek oran olduğu belirtildi.

Maduro, 2013 yılında ilk kez muhalif aday Henrique Capriles Radonski karşısında yüzde 79,69 oy alarak devlet başkanlığı koltuğuna oturmuştu.

Seçime tepkiler büyüyor

Ana muhalefet koalisyonundan destek alamayan Eski Ordu Subayı Falcon, hükümeti özellikle “kırmızı noktalar” uygulayarak seçmenlere baskı yapmakla suçladı. Henri Falcon ayrıca, oy sandıklarının kapatılmasında yaşanan gecikmeyi de kınadı.

Aynı şekilde oyların yüzde 11’ini kazanan 48 yaşındaki Evanjelist Javier Bertucci de seçimleri kınadığını belirtti.

Öte yandan Maduro, geçtiğimiz Pazar günü yaptığı açıklamada destekçilerine, geçmişte hiçbir başkanın oyların yüzde 68’ine ulaşmadığını belirtirken, kazanılan tarihi zafer dolayısıyla duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Maduro yaptığı açıklamada, “Bir kez daha kazandık! Biz, kalıcı bir zafere dönüşen tarihi bir gücüz” şeklinde konuştu.

Ocak ayında ikinci 6 yıllık dönemine başlayacak olan Nicolas Maduro, ekonomik reform vaadinde bulundu. Seçim sonuçlarının yayınlanmasının ardından ise muhalefetin kalesi sayılan başkent Caracas sokakları, protesto görüntülerine sahne oldu.

Aynı şekilde başta ABD olmak üzere bazı devletler de sonuçları tanımadıklarını belirtti. Bu bağlamda ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Twitter hesabı aracılığıyla yayınladığı bir mesajda, “Sahte seçimler hiçbir şeyi değiştirmez. Bu ülkeyi, Venezuela halkının yönetmesi gerekiyor. Onların, dünyaya sunacak çok şeyleri var” dedi.

Aynı şekilde Arjantin, Brezilya ve Kanada’nın yanı sıra Latin Amerika ve Karayipler’deki 14 ülkeyi kapsayan Lima Grubu, dün “yasadışı” olarak nitelendirdikleri seçim sonuçlarını protesto etmek için Venezuela’daki elçiliklerini geri çağırdı. Grup, “özgür, adil ve şeffaf bir demokratik sürecin sağlanması için uluslararası standartlara uyulmadığını” ifade ederek, Venezuela’daki elçilerini geri çağırdıklarını açıkladı.

Lima Grubu tarafından yayınlanan bildiride, petrol zengini ülkede “demokratik kurumların, bir kanun devletinin, siyasi güvence ve özgürlüklerin yokluğu” nedeniyle Venezuela’dan başka ülkelere göçe yol açan ve kötüleşen” insani ve politik krize dikkat çekildi. Bildiride ayrıca, mülteci krizinin Haziran ayının ilk yarısında Peru’da ele alınacağı ve Venezuela’daki insani durum karşısında işbirliğini güçlendirmek için sağlık uzmanlarının da katılımıyla bir toplantı düzenleneceği ifade edildi.

Venezuela’ya yaptırımlar geliyor

Diğer taraftan İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, seçimlerin “en düşük demokratik standartlara dahi uymadığını” vurguladı. Rajoy, Madrid’in Avrupa Birliği (AB) ile “gerekli önlemleri” ele alacağını ve “Venezuelalıların acılarını hafifletmek için çalışmalarına devam edeceğini” söyledi.

Öte yandan AB ve Washington, Venezuela hükümetinden birçok yetkiliye yaptırım uygulanacağını duyurdu. AB, geçtiğimiz Cuma günü Maduro da dahil yaptırımların 70 kişiyi hedef alacağını belirtti. Venezuela’nın ham petrolünün üçte birini ithal eden ABD ise ülkeye bir petrol ambargosu getirme tehdidinde bulundu. Aynı şekilde Washington, ABD’lilerin Venezuela’nın borçlarıyla ilgilenmesini de yasakladı.

2017 yılının Kasım ayında bazı Venezuela kredi derecelendirme kuruluşları ve Venezuela ulusal petrol şirketi, ülkenin yabancı para cinsinden yükümlülükleri için notunu ‘sınırlı temerrüt’ seviyesine düşürmüştü. 2014 yılında küresel ham petrol fiyatlarının düşmesinden bu yana, petrol gelirleri ülkenin toplam gelirinin yüzde 96’sını oluşturan Venezuela, ciddi bir krize girerek, likidite sıkıntısı çekmeye başladı.

Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip olmasına rağmen ülke, Maduro döneminde tam bir çöküşle karşı karşıya kaldı. Zira Uluslararası Para Fonu (IMF), ülkede gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 45’lik bir düşüş yaşadığını açıkladı.

IMF, 2018 yılında yüzde 15’lik bir daralma ve yüzde 13 bin 800’lük rekor enflasyon oranı beklediklerini duyurdu. Aynı şekilde petrol üretim kapasitesinin de 30 yıl içindeki en düşük seviyede seyrettiği belirtildi.

Diğer taraftan Venezuela halkı şiddetli gıda, ilaç ve elektrik sıkıntısı ve yüksek suç oranlarından mustarip. Asgari ücret ise 1 kilogram süt tozu alabilecek seviyede.

Tüm bu durumlar sonucunda, son yıllarda binlerce Venezuelalı ülkeyi terk etti.

Çin ve Rusya tarafından desteklenen Nicolas Maduro ise, ülkenin tanık olduğu krizin sebebinin, ABD’nin kendisini devirmek için kullandığı “ekonomik bir savaş” olduğunu savunuyor. Maduro, muhalefeti de demokrasiyi baltalamak ve iktidarı ele geçirmeye çalışmakla suçluyor. Geçtiğimiz yıl Venezuela’da düzenlenen protesto gösterileri dört ay sürmüş ve gösteriler sırasında 125 kişi hayatını kaybetmişti.

AFP’nin aktardığına göre, Siyasi İletişim Uzmanı Analist Andres Canizalez, “Gayri meşru olarak nitelendirilen yeni hükümet, uluslararası finansman veya diplomasi ile ilgili hiçbir manevra alanına sahip olmayacak” dedi. Siyasi analist Luis Vicente Lyons ise “Şu senaryolar ortaya çıkıyor; siyasi gerginlikler, aşırıcılık, baskı, uluslararası bozulma, sıkı yaptırımlar, ekonomik krizin kötüleşmesi” ifadelerini kullandı.

Zafer ilan eden Nicolas Maduro, “ulusal diyalog” önerisinde bulunurken, büyük iç bölünmeler yaşayan Demokratik Birlik Masası adlı muhalif koalisyon bu yıl içerisinde yeni seçimlerin yapılacağını belirtti.