Venezuela’nın başkenti Kara kas’taki en büyük çocuk hastanesi olan “J. M. de los Rios”un karşılaştığı zorluklar, petrol üreticisi ülkelerde mevcut petrol fiyatlarındaki düşüş ve ekonomik çöküşün eşiğinde yıllarca süren yanlış yönetimden kaynaklı sağlık krizinin sadece bir belirtisi niteliğinde.
Castro yaptığı açıklamada, hükümetin bir kriz yokmuş gibi davrandığını vurguladı. “Sağlık için Doktorlar” tarafından aktarılana göre sorun, sadece ilaç eksikliği değil. Ancak geçtiğimiz 10 yılda Venezuela’da mezun olan doktorların yüzde 60’ı son birkaç yıl içinde ülkeyi terk etti. Bulaşıcı hastalıklar konusunda uzman olan Castro, ülkenin maruz kaldığı ekonomik krizin hastaneler üzerindeki etkisini raporlayan Venezuelalı sivil toplum kuruluş olan “Sağlık için Doktorlar”da çalışıyor.
Belirttiğine göre, Caracas’tan uzak bölgelerde kriz daha da kötü. Kuruluşun 130’dan fazla hastaneye dair anketine göre, hastanelerin yüzde 79’u su sıkıntısı çekiyor, ameliyathanelerin yarısından fazlası çalışmıyor, ulusal düzeyde uzman doktor sıkıntısı var.
J. M. de los Rios’ta çok fazla kapalı oda bulunuyor. Ülkenin en iyi hastanesinin kliniklerinden birinin kapısında da elle yazılmış bir yazı var; “Su eksikliği nedeniyle kapatıldı”. Son başkanlık seçimiyle eş zamanlı olarak da hastane yollarında bazılarının ışıkları yanmıyor. İstiap kapasitesi 450 olmasına rağmen hastanenin kapasitesi şu anda sadece 120 hastayla sınırlı.
Julaida Baron ve Francisco Constant bekleme odasında oturuyorlar. Çocukları, beynindeki sıvı birikintisinin tedavisi için ameliyat olmak üzere 6 hafta hastanede kalmak zorunda. Hastalığı, doğumundan kısa bir süre sonra Ekim 2017’de tespit edildi. Alman haber ajansı DPA’nın aktardığına göre Constant, antibiyotik eksikliği ve diğer problemler dolayısıyla ameliyatın birkaç defa ertelendiğini belirtti.
Oğlunun bakımı için Guarico eyaletinden hastaneye giden 53 yaşındaki Constant, “Su yok, asansör bozuk ve ameliyathane de faaliyet göstermeyi bıraktı” dedi.
Dünyanın en yüksek enflasyonu, ülkede büyük bir ilaç sıkıntısına yol açtı. Bu nedenle birçok sağlık çalışanı da yüzbinlerce insanla birlikte ülkeyi terk etti.
2012- 2013 yılları arasında 2 kez hastane yönetimini üstlenen Hundes Uribina yaptığı açıklamada “Her tür ilaçta yüzde 85’e ulaşan bir açık oranımız var” dedi.
Hükümet iki yıldır yıllık sağlık raporunu yayınlamamakta. 2017 yılının Mayıs ayında Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan bir epidemiyolojik bülten, 2016 yılında çocuk ölümlerinin sayısının yüzde 30, anne ölümlerinin de yüzde 66 artış gösterdiğini ortaya koydu.
Venezuela Sağlık Bakanı Antonita Kaporal, bültenden birkaç gün sonra istifa etti. Ancak hükümet, sağlık krizini görmezden gelmeye hala devam ediyor. Mevcut Sağlık Bakanı Luis Lopez, 2013 yılında hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı Hugo Chavez tarafından başlatılmış sağlık programlarına dair ısrarını sürdürüyor. CODEVIDA kuruluşu tarafından yapılan açıklamaya göre, 200 binden fazla Venezuelalı, geçtiğimiz yıldan bu yana herhangi bir tedavi görmeyen kronik hastalıklardan mustarip. Kuruluşun müdürü Francisco Valencia, 88 binden fazla HIV virüsü hastasının antiretroviral ilaçlara erişim sağlayamadığını ve bu ilaçların hükümetteki yokluğundan dolayı şikayetçi olduklarını vurguladı.
Öte yandan Amerikan Devletleri Örgütü’nün (ADÖ) geçtiğimiz Salı günü aktardığına göre, bağımsız bir uzman heyet, insanlığa karşı suç işlendiği gerekçesiyle Venezuela’nın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşımak için “geçerli sebepleri” olduğunu ifade etti. Örgüt tarafından hazırlanan bir raporda, çoğunluğu çeşitli güvenlik güçlerinin düzenlediği yasadışı ve şiddet içerikli ev baskınlarında olmak üzere, uzmanların 2015 yılından bu yana 8 bin 292’den fazla “yasadışı infaz” vakası tespit ettiği belirtildi.
Raporda, Venezuela Devlet Başkanı Nicalos Maduro ve yardımcısı Tarık el-Aysami’nin de yer aldığı 11 isim, baskı operasyonları planlamakla nitelendirildi. Fransız haber ajansı AFP’nin aktardığına göre raporu hazırlayan isimlerden biri olan Arjantinli Santiago Canton, “Maduro’nun görevi hapiste sonlanabilir” dedi. Rapora göre, 2014 yılından bu yana Maduro’ya karşı düzenlenen gösterilerde 131 kişi hayatını kaybetti. Aynı şekilde raporda belirtilene göre, Hugo Chavez’in ardından Maduro’nun devlet başkanlığına geldiği 2013 seçimlerinden bu yana 12 binden fazla Venezuelalı rastgele gözaltılara maruz kaldı. Maduro’yu diktatör olarak tanımlayan raporda ayrıca, “Rejim, sahte seçimlerini sürdürüyor. Ceza korkusu olmadan hareket ediyor. Venezuela halkı baskı, korku, saldırı ve tehditlere maruz kalıyor” ifadelerine yer verildi. Venezuela delegasyonunun örgüte karşı yayınladığı bir bildiride ise rapor, “komik bir medya rezaleti” olarak nitelendirildi.