Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Vietnam görüşmesi Suriye krizini bitirmeyecek | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Geçtiğimiz 6 yılda öğrendiğimiz gibi bu, Suriye savaşının son bölümü olabilir. Ancak Suriye krizinin devam eden bölümü var. ABD ve Rusya devlet başkanları, savaşı bitirmek için Suriye krizini Vietnam’da ele aldılar. İki başkanın, çözümün askeri değil de barışçıl olduğu konusunda hemfikir oldukları zannediliyor. Aynı şekilde Türkiye Cumhurbaşkanı ve Rus Devlet Başkanı bu konuyu önceden görüşmüştü. İran ve İsrail ise, bir sonraki süreç için hazırlık yapıyorlar.

Rusya ve Birleşmiş Milletler (BM) temsilcisinin yürüttüğü müzakerelerden çıkan sonuç, Suriye, içerisindeki gruplar arasında sadece doğrudan çatışmasızlığı amaçlıyor. En tehlikelisi de askeri çözümün başarısız olduğunu itiraf edenler, coğrafi olarak Suriye’yi geçici bir şekilde Rusya, ABD, İran ve Türkiye gibi yabancı güçler arasında dağıtmayı kabul edecekler. Geçici bölme işlemi, bu güçlerin çatışmadan vazgeçip sonradan nihai bir çözüm konusunda müzakere yapabileceklerini gösteriyor. Ancak geçici de olsa uluslararası olarak kabul edilen bu dağılım, bölgesel çatışmayı besleyecektir. Irak, İsrail ve Türkiye hepsi de savaş sonrası süreç için hazırlık yapıyor.

Yeni yayınlanan uydu görüntülerine göre, Hizbullah’ın Suriye içerisinde inşa ettiği askeri birliklerinin dışında İran’ın Şam’ın güneyinden Golan’a uzanan küçük askeri üsler yaptığı ortaya çıktı. Bütün bunlar, öngörülen uluslararası anlaşmaya rağmen yakın zamanda sahadaki gerçekleri empoze etmek için yapılan hazırlıkları gösteriyor. İran ve müttefiklerinin bu hacimde ve bu derinlikteki askeri varlığı, bölgede ABD’nin müttefiki, muazzam ve yok edici askeri bir güce sahip olan İsrail’den daha tehlikeli olduğu gerçeğinin göz ardı edilemeyeceğini ortaya çıkarıyor.

Bölgedeki diğer devletler gibi İsrail de, başta İran’ın Suriye’ye girmesini önemsemedi. İsrail, Hizbullah ve İranlı güçlerin DEAŞ’a karşı girdikleri mezhepsel bataklıkta iç savaşın kendi çıkarlarına hizmet ettiğini düşünüyordu. İsrail’e göre üç yıl içerisinde hepsi de birliklerinin ve savaşçılarının çoğunu kaybetmiş olacaktı.

Ana güçler arasındaki çatışmasızlık anlaşması başarılı olsa bile, Suriye içinde ve dışında bölgesel çatışmaların yeni süreci hakkında endişelenmeliyiz.

İsrail, Ortadoğu’daki nüfuz çatışması çerçevesinde Hizbullah’ı İran’ın gelişmiş bir gücü olarak görüyor. Öngörülen çatışmasızlık anlaşmasının Suriye’de İranlıların varlığını kabul ederek nüfuz çatışmasını besleyecektir. Devrim Muhafızları, Suriye’de egemen olduğu bölgelerde yabancı savaşçılardan oluşan milis ve birliklerinin varlığını uzun süredir oluşturmaya devam ediyor. Devrim Muhafızları’nın hâkim olduğu bölgeler ise, İsrail sınırından Golan’a kadar yaklaşık 50 kilometrelik alanı kapsıyor.

Fotoğraflar, Devrim Muhafızları’nın askeri üslerinin destek ve finans merkezleri olması için bu üsleri nasıl inşa ettiklerini gösteriyor. Bu merkezler, Irak’ın içerisinden Lübnan’a kadar uzanan İran otobanını temsil ediyor.

Bunun için İsrail, yeni tehditlerini hem Lübnan’da hem de Suriye’deki Hizbullah’a karşı yöneltmeye başladı. Bu tehditler ise, yeni realiteye karşı koymayı amaçlıyor. Bunun yanı sıra İsrail, neredeyse her 10 yılda bir Hizbullah’ın silah varlığına ve genişlemesine göre örgüte karşı savaş düzenliyordu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye’de DEAŞ’ın kovulduğu yerlere İran’ın geçmesi konusunda uyarılarda bulunuyor. Tabi sebep belli. Çünkü Suriye rejimi, hezimetler sonucu artık askeri güce sahip değil.

İsrail, Türkiye ve Irak; Suriye’yle sınırları olan ülkelerdir. Dolayısıyla çözümün detaylarıyla ve yerel ve yabancı milislerden hangi güçlerin sahaya egemen olacağıyla doğrudan zorunlu olarak ilgilidirler. Aynı şekilde Ürdün, ABD’nin uyarıları olmasa Dera şehriyle olan sınırına doğru İran’ın ilerlemesi tehdidiyle karşı karşıya bulunuyor.

İran’ın ise, Suriye’yle sınırı bulunmuyor. Buna rağmen İran, en fazla genişleyen ve askeri olarak en aktif olan ülkelerden birisidir. Şayet Rusya’nın hava saldırıları olmasaydı İranlı milisler genişleyemezdi. Hatta hezimete uğramaktan kurtulamazlardı.

Bunlar, Suriye’de savaşı bitirme anlaşmasının nasıl çözeceğini bilmediğim gerçeklerdir. Bu anlaşma, sadece DEAŞ, Nusra ve Ahrar el Şam gibi terör örgütlerinin varlığını bitirecek; ancak Suriye’yi daha tehlikeli olan bölgesel milislerden kurtarmada başarısız olacaktır.