Pyongyang, Washington’un nükleer silahsızlanma konusunda sabrı tükettiğini belirtirken, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise, yaptırımlara uluslararası uyumu gözeterek Pyongyang’a yapılan baskının sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Ri Yong-ho Cumartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin Washington ve Pyongyang arasındaki anlaşmayı uygulamada kararlı olduğunu ancak Amerika’ya karşı güven zaafiyeti olduğunu vurguladı. Fransız Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre Bakan, “endişe verici olan başkanının niyetinden farklı olarak Amerika’da görülen hareketliliktir” dedi.
Kuzey Kore’nin BM yaptırımlarını ihlal ederek nükleer ve füze programlarını durdurmadığını gösteren gizli bir BM raporunun kamuoyuna duyurulmasının ardından açıklama yapan Washington BM yaptırımlarını izleyen bağımsız uzmanlar tarafından hazırlanan rapora dikkati çekti. Rapor Cuma günü geç saatlerde BMGK’ya sunulmuştu.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, bir ABD diplomatının Başkan Trump’tan Kim’e Singapur toplantısında bir mektup verdiğini söyledi.
Sözcü, Amerika- Kuzey Kore görüşmesinde önemli rol oynayan Amerikan Filipin Büyükelçisi Sung Kim’in mektubu Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Ri Yong- ho’ya ilettiğini söyledi. Mektup Kim’in Trump’ın mektubuna cevabıydı. Sözcünün aktardığına göre Amerikan Dışişleri Bakanı mevkidaşıyla Singapur’da yapılan ASEAN toplantısında tokalaşmışlar ve birbirlerine tebessüm etmişlerdi ancak aralarında resmi bir toplantı yapmamışlardı.
Pompeo attığı twitte şunları yazmıştı: “Kuzey Koreli meslektaşım Ri Yong- ho’yla bugün kısa bir görüşme yaptık. Yine heyetimiz, ABD Başkanı’nın Kim’e gönderdiği mektubunu Kuzey Koreli heyete teslim etti.” Twittle birlikte yayımladığı resimde Ri ile Pompeo birbirlerine tebessüm ederek tokalaşıyordu. Başka bir resimde Ri, teslim aldığı zarfı yardımcısına verirken görünüyordu.
Beyaz Saray sözcüsü Sarah Sanders bu hafta yaptığı açıklamada, Başkan Trump’ın Kuzey Kore liderinden son nükleer silahsızlanma konusundaki müzakereler hakkındaki yorumlarını içeren bir mektup aldığını söyledi. Ancak mektubun içeriğini açıklamadı.
Kuzey Kore Dışişleri Bakanı, zirveden bu yana ülkesinin nükleer denemelerini durdurup bazı tesislerini ilga ederek iyi niyetini göstermesine rağmen Amerikan tarafından tonu yükselen yaptırım ve baskı kararlarının telaffuz edildiğini söyledi. Ri, “Amerika korkularımızı gidermediği sürece tek taraflı ilerlemeye başlama ihtimalimiz düşük” dedi.
Haziran ayında Kuzey Kore lideri ile Amerika arasında gerçekleşen tarihi zirvede Kuzey Kore lideri, Amerika’nın geri dönüşü mümkün olmayan şekilde nükleer silahlardan arındırılması talebinden uzak olarak bazı sorumlulukları üstlenmişti. ABD yetkilileri o zaman iyimserdi ancak şu anda yetkililer Kore’nin yavaş ilerlediğini düşünüyorlar. Bu nedenle Amerika bazı devletlerin yaptırımları hafifletmesinden endişe ediyor.
Ri, Amerikan’ın Kuzey Kore’nin kuruluşunun 70.yıl kutlamalarına başka devletlerin üst düzey temsilci göndermemeleri için baskı yapmasının uygunsuz olduğunu söyledi.
Pompeo, Kuzey Kore işçilerini topraklarında güvence altına alarak uluslararası yaptırımları delen Rusya’yı eleştirdi ve “bu durum, BM Güvenlik Konseyi kararlarının ihlali anlamına gelmektedir. “ABD herhangi bir ihlali ciddiye alacaktır” dedi. Bakan bu konuyu Moskova ile tartışma sözü de verdi.
Pompeo Singapur’da diğer dışişleri bakanlarını özellikle gemiden gemiye transfer edilen petrol naklinin durdurulması için çağrıda bulundu. Bu da, Çin’in Kuzey Kore’nin enerji ihtiyacının çoğunu karşılayan Çin’in yaptırımlara uymasını gerekli kılıyor. Yine aynı şekilde Rusya’nın da.
Pyongyang’ın, Washington’un nükleer silahsızlanma sürecini hızlandırma çağırmasına karşılık memnuniyetsizliğini “sabrının tükenmesi” olarak ifade etmesi ilk değil. Geçen ay Pompeo, Kuzey Korelilerle zirveyle ilgili yükümlülükleri yeniden gözden geçirmek için toplandıklarında nükleer silahsızlanma konusunda tek taraflı baskıları dolayısıyla eleştirilmişti. Daha önce Pompeo adı geçen forumda Kuzey Kore’ye baskının sürdürülmesinin önemine dikkat çekmiş ancak yine de ilerleme konusunda iyimser olduğunu dile getirmişti.