Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Washington ve Moskova arasında… | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suudi Arabistan’ın, Moskova’da, en gelişmiş hava savunma sistemlerinden olan Rus yapımı S-400 füzelerinin satın alınmasıyla ilgilendiklerini duyurmasından saatler sonra, ABD yönetimi, Washington’da gelişmiş savunma sistemlerinden olan ‘THAAD’ı Arabistan’a satmayı onayladıkların ilan etti. Böylece Riyad, dünyada askeri silahlanmadaki en etkili iki devletin, en gelişmiş hava savunma sistemlerini kendi askeri sistemine katarak en gelişmiş iki savunma sistemini elde etmiş oldu. Bu askeri alışverişten daha da önemlisi, doğu ve batıda birbiriyle ezeli rakip olan iki tarafla siyasi bir alışverişin yapılmış olmasıdır. Herhangi birinin diğer tarafa yardım etmesini şüphe ve tereddütle karşılayan, birbirine rakip iki tarafın anlaşma iplerini büyük bir maharetle elinde tutmak, çok az devletin yapabileceği bir şeydir. Ne Washington ne de Moskova’nın, herhangi bir müttefikinin, kendi rakibiyle yardımlaşma içine girmesini arzu etmemesi oldukça olağan bir durumdur. Zaten Pentagon da ABD ile müttefik sayılan Türkiye ve Arabistan’ın Rusya’dan askeri teçhizat satın alma girişimleri karşısında endişelerini dile getirmişti.

Bu durumu devletlerin siyasi, iktisadi, ticari ve daha değişik gerekçelerle sergiledikleri duruşlar olarak değerlendirebiliriz.

Özellikle de Arabistan gibi derin siyasi geleneklere ve akılcı denge diplomasisine sahip köklü ülkeler için, menfaatlerini herhangi bir tarafa ipotek etmeden dünyanın iki süper gücünden herhangi biriyle ortaklık inşa etmesini mümkün kılmaktadır.

ABD’nin ‘THAAD’ sistemleriyle ile ilgili anlaşmayı ilan etmesi de bu durumu destekler niteliktedir. Aslında bu, ABD’den Riyad’a, ‘Moskova ile yapılan ortaklık ile bizimki arasında herhangi bir tezatlık yok’ şeklinde verilen bir mesajdır.

Riyad çok iyi bilmektedir ki Moskova ile ilişki kurmak, tarihi müttefiki olan ABD’ye yüz çevireceği anlamına hiç bir şekilde gelmemektedir. Stratejik açıdan Riyad’ın ABD ile olan ilişkileri çok daha derin ve önemlidir. Aslında bu durum Suud devletinin artık kullanılabilirliği kalmamış geleneksel anlayışı yansıtan dar ittifaklar çerçevesinden çıkıp, kendi milli maslahatı için bir çıkış arama çabasıdır. Bu da ancak Riyad’ın geleceğe dair seçenekleri artırması ve kaybettiği eski uluslararası rolünü ve bölgedeki nüfuzunu tekrar elde etmeyi hedefleyen Rusya’nın gayretlerini fırsata çevirmesinden geçmektedir. Özellikle de büyük güç odaklarının estirdiği geçişkenliklerin gölgesinde, uluslararası düzende gözlemlenen değişikleri de dikkate alması gerekir. Zira doğu bloğuna yönelmenin neredeyse yasak olduğu günlerin aksine, ABD’nin geleneksel anlamda en büyük müttefiklerinin dahi Rusya ile ilişkileri genişlettiklerine şahit olmaktayız.

Bununla beraber Washington ile olan müttefiklikleri sarsılmadığı gibi gayet güçlü bir şekilde devam etmektedir.

Elbette ki şunu da görmezden gelemeyiz; bazı müttefikler arasında, uluslararası sıcak dosyalara yaklaşımlarındaki bazı bakış açıları farklılıkları nedeniyle uluslararası güçlerin ilişkilerinde karışıklıklar oluşmaktadır. Uluslararası olarak Ukrayna, bölgesel olarak da İran, Suriye, Irak ve Libya’da olduğu gibi.

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in Moskova’ya yapmış olduğu ziyaret, mücadele içerisinde olduğu devletler açısından, Suud-Rus bakış açısını elde etmeleri için yeni kapılar aralamıştır. Şöyle ki; Riyad’ın uluslararası etkili güçlerle, kendi menfaatlerini, şirketlerini, yatırımlarını büyütmek için ilişkiler kurma hususunda çaba sarf etmesini hiç kimse engelleyemez. Zaten bu şekilde oynadığı role denk, etkili ve fazladan birçok destek elde etmektedir. Aynı zamanda kendi güvenlik ve istikrarına hizmet edecek şekilde müttefikleriyle olan durumu ve dengeleri de korumaktadır. Bu öyle bir denklemdir ki geçmiş yedi yıl boyunca bu bölgede başka bir devletin nadiren yapabildiği bir şeyi Riyad yapma imkânı bulabilmiştir. Suud yönetimi ister batıya isterse doğuya yönelsin, Washington ile olan stratejik müttefikliğini daha da güçlendirmiş ya da Moskova ile ortaklık konusunda yeni ufuklar açmıştır. Riyad’ın elinde öyle siyasi ve iktisadi araçlar var ki büyük oyuncular arasında kendine sarsılmaz bir yer edinme çabasını sürdürmesine imkân vermektedir. Elbette kendi menfaatlerine ve her nerede olursa olsun kendi ortaklarına zarar vermeden.