İki Amerikalı yetkili, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin İran’ı Uluslararası Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ni ihlal etmekle suçlamaya hazırlandığını söyledi.
İki yetkili, ABD yönetiminin önümüzdeki hafta başlarında İran’ın kimyasal silahların üretimini, depolanmasını ve kullanımını yasaklayan 1997 Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ne uymadığını duyurmayı planladığını açıkladı. “Ekonomic Times” adlı internet sitesi söz konusu iki yetkilinin isimlerini açıklamaksızın onların şu ifadelerini aktardı: “Kongre modern istihbarat bilgilerine dayanarak durumu tespit etti. ABD’nin Tahran’ın anlaşmaya uymadığı yönündeki suçlaması İran’ın kimyasal silah kullandığını iddia etmiyor. Ancak İran, bu tür silahların üretimine yönelik tesisleri ve ekipmanları koruyor.”
ABD’nin suçlaması İran’a hemen yaptırım uygulamıyor. Ancak bu suçlama, sözleşmeyi denetleyen ve merkezi Lahey’de bulunan 193 üyeli Kimyasal Silahlar Yasaklama Örgütü (OPCW)’ne Tahran hakkında bir şikayette bulunmak için kullanılabilir. ABD’nin bu adımı, eski ABD Başkanı Obama yönetimi tarafından Mayıs 2015’te İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesi ve Trump’ın petrol ihracatı da dahil olmak üzere İran’a yeniden yaptırım uygulamasının ardından yönetimin İran’ı tecrit etme çabalarının bir parçası olarak kabul ediliyor.
Trump ve ABD ulusal güvenliğindeki yardımcıları, Ortadoğu ve dışındaki istikrarı sarsan faaliyetleri durdurmaya zorlamak için İran’a “maksimum baskı” uygulama taahhüdünde bulundular. Bazı ABD’li yetkililer, Ortadoğu’da kimyasal silahların kullanılmasının sadece Suriye’de yüzlerce sivilin yaralanmasına yol açtığına işaret ettiler. Başkan Barack Obama yönetimi, görev süresi boyunca, İran’ın sözleşmeye uymadığını duyurmaktan kaçındı, bununla birlikte Kongre’ye İran’ın faaliyetlerini doğrulayamadığını söyledi. Kongre üyesi “The Washington Free Beacon” sitesine şunları söyledi: “Bunun uzun zaman önce gerçekleşmesi gerekiyordu. Özellikle Suriye’de birçok kimyasal saldırının yapıldığı ve İran’ın sivillere karşı kimyasal silah kullanmakla suçlanan Beşar Esed rejimini desteklediği dönemde bir grup ABD yetkilisi ve Kongre üyesi bunu biliyor ve doğrulamak için çalışıyordu.”
Söz konusu Kongre üyesi sözlerine şöyle devam etti: “Bu habere (İran’ın kimyasal tesisleri hala sürdürdüğü haberine) şaşıran biri yok. İranlılar hiçbir zaman silahların sınırlandırılmasına yönelik bir anlaşmayı imzalamadılar, aksine bunu ihlal ettiler. Bu nedenle 2015 yılında Tahran ile yapılan nükleer anlaşma büyük bir hataydı. Trump yönetimi şimdi Avrupalıları bu anlaşmadan vazgeçmeye zorlamalı.”
Öte yandan, İran rejiminin lideri Ayetullah Ali Hamaney, İranlılara Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin ABD’nin geri çekilmesi sonrasında anlaşmaya bağlı kalan Avrupa ülkeleriyle nükleer anlaşmanın sürdürülmesi konusundaki çabalarını destekleme çağrısında bulundu. Bazıları, Avrupa’nın nükleer anlaşma konusundaki tutumunun, İran rejiminin “Orta Doğu’da, özellikle de Suriye’de ve Irak’ta oynadığı yıkıcı roldeki” sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını düşünüyor. İran rejimi üzerindeki baskılara rağmen, İran’ın bölgedeki davranışlarında bugüne kadar bir değişiklik olduğuna dair bir işaretin bulunmadığını ve Trump’ın İran rejiminin faaliyetlerinden kurtulmak isteyen tek kişi olmadığını belirtiyorlar.