Yemen hükümeti, 2 Ağustos Perşembe günü Hudeyde’deki es-Sevre Hastanesi ve balık pazarını hedef alan kanlı terör saldırısında Avrupa Birliği’nin (AB) Arap Koalisyonu’nu hedef göstermesine sert bir dille karşılık verdi.
Yemen hükümeti, AB’nin, Koalisyon’u Hudeyde’deki farklı noktaları hedef alan ve pek çok kişinin ölmesine ve yaralanmasına neden olan iki terör olayına karışmakla suçlamasına tepki gösterdi. Hükümet, AB’nin iddiaları üzerine Koalisyonun, o gün Hudeyde’de herhangi bir hava operasyonu gerçekleştirmediğini açıkladı. Yemen hükümeti ayrıca, BM Güvenlik Konseyi’ne ve kamuoyuna sunduğu teknik delillerle söz konusu saldırıların, Husi milislerinin kontrolü altındaki bölgelerden fırlatılan havan mermilerinden kaynaklandığını belirtmesine rağmen bu suçlamaların talihsiz bir açıklama olduğunu belirtti.
Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada “Yemen, en sonuncusu AB tarafından yayınlanan bildiride yönlendirilen bu suçlamaların pek çok kişinin nesnel gerçeklerden uzaklaştığını, son dönemde Kızıldeniz’in uluslararası boğazlara ve Babü’l Mendep’e saldıran Husi milislerini temize çıkarmaya meyilli olduğunu düşünüyor. Yemen hükümeti, darbeci milislere yanlış mesajlar göndermenin gerçekleri görmezden gelerek ve milislerin darbeci uygulamalarını ve uluslararası insancıl hukuka ve savaş kanunlarına aldırış etmeyerek savaşın uzamasına neden olacağı konusunda defalarca uyardı” ifadelerini kullandı.
Açıklama ayrıca, “Yemen hükümeti, sivillerin güvenliğini sağlamada ve istisnasız olarak Yemen’in her bölgesinde onlara zarar vermekten kaçınmadaki kararlığını defalarca vurguladı. Savaş kuralları ve yasalarına, dört Cenevre Sözleşmesine ve bunula ilgili tüm yükümlülüklere bağlı olduğunu ısrarla belirtti. Aynı zamanda, uluslararası insancıl hukuk kurallarına yönelik tüm ihlallerin ve bitmek bilmeyen tüm suçların bütün sorumluluğunun darbeci milislere ait olduğunu ifade etti” ifadelerine yer verildi.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, İran rejiminin desteklediği darbeci milisler tarafından tetiklenen bu savaşı sona erdirmek için tek doğru yaklaşımın, Güvenlik Konseyi’nin Yemen hakkındaki kararlarına, özellikle de 2216 (2015) sayılı kararına uymak olduğuna dikkat çekildi. Söz konusu kararda, Körfez İşbirliği Konseyi’nin girişimi ve yürütme mekanizmasının gerektirdiklerinin ve Yemen Ulusal Diyaloğunda alınan kararların Yemen meselesinin çözümündeki otorite olduğu teyit edildi. Ayrıca, uluslararası toplumun, İran’ın Yemen’deki Husiler yoluyla bölgedeki güvenliği ve istikrarı sarsan faaliyetlerini kınayıp, kesin bir şekilde mücadele ederek uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki temel görevlerini üstlenmesi gerektiği ifade edildi.