BAE’nin başkenti Abu Dabi’de BAE Gazeteciler Cemiyeti ve BAE Avukatlar ve Hukukçular Derneği ile işbirliği ile Yemen sorunu hakkında uluslararası vbir sempozyum düzenlendi.
Uluslararası sempozyumdaki katılımcılar, “BM raporunun Yemen’deki insani durumun gerçekliğini yansıtmadığı ve şeffaf ve objektif olmadığı gerekçesiyle” BM raporunu reddettiklerini açıkladılar.
Sempozyumdaki son bildiride, 28 Ağustos’ta yayınlanan BM raporunun, “değerleri, ilkeleri ve uluslararası toplum tarafından kabul edilen normları çiğneyen bir dizi ihlal içerdiği” belirtildi.
Katılımcılar, uluslararası uzmanların ve sivil toplum temsilcilerinin görüşlerini içeren kararları deklare ettiler ve “Yemen halkı için adaleti sağlama amacını taşıyan bu kararlarının dikkate alınmasını” talep ettiler.
BM Güvenlik Konseyi’nin bu konuda aldığı tüm kararların uygulanmasını sağlamanın gerekliliğini dile getiren katılımcılar, “Yemen’de barışa ulaşılması için bütün tarafların çaba sarf etmesi, sivillerin korunması, çeşitli ihlallerden ve savaş suçlarından kaçınılması, adaletin sağlanması amacıyla çatışmanın mümkün olan en kısa zamanda sonlandırılmasına yönelik çabaların arttırılması, Husi darbesine bir an önce son verilip meşru hükümetin kurulması” çağrısında bulundular.
Uzman raporunun BM raporlarının ve çalışma organlarının ana çıktıları ile son derece tutarsız olduğunu dile getiren katılımcılar, Konsey’den, Yemen’deki insani durumu kapsamlı çerçevede ele almasını talep ettiler ve ilgili BM raporları ışığında uzman raporunun yeninden incelenmesi çağrısında bulundular. Ayrıca, Husi milisleri tarafından insanlığa karşı işlenen suçların sistematik ve kapsamlı bir şekilde engellenmesini sağlayacak yardımcı araç ve mekanizmaların oluşturulması gerektiğini ifade ettiler.
Sempozyumda, BM İnsan Hakları Konseyi’ne, “vizyonunu birleştirmesi, Yemen halkının ıstırabına son verecek uzlaşma kararlarına ulaşmak için çalışmalarını yoğunlaştırması ve devletlerin gündemlerinden ve politikalarından uzak bir şekilde ağır ihlallere maruz kalan çocukların ve kadınların tarafında olması” çağrısında bulunuldu.
Raporda, “işbirliği yapan taraflar ile işbirliği yapmayan taraflara ilişkin farklı metodolojiler takip edildiğinin” belirtildiği sempozyumda, iş birliği yapmayan tarafların görmezden gelindiği kaydedildi.
Bununa birlikte İnsan Hakları Konsey’inden, raporun, “Güvenlik Konseyi ve Yemen’deki diğer BM raporlarının kararlarına uygunluğun yanı sıra yerel, bölgesel ve uluslararası kuruluşların raporlarında elde edilen bulgular çerçevesinde düzeltilmesi” talep edildi.
Taşıdığı belirsizlik ve şüphelerden dolayı raporun güvenilir olmadığının belirtildiği sempozyumda, raporun, saha incelemelerine dayanmadığı ve Yemen’deki insani durum hakkındaki bir dizi insan hakları raporu ile uyuşmadığı kaydedildi.
Katılımcılar tarafından yayınlanan bildiride, uzman ekibin, insan haklarının en temel değer ve ilkeleriyle çelişen hatalarının düzeltilmesi için İnsan Hakları Konseyi’ne çağrıda bulunuldu.
Bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Uzman ekibin de raporda belirttikleri gibi, ekibe soruşturma fırsatı verilmedi. Ayrıca ekip, gerçekler bilgileri elde etmek veya kurbanlara ulaşmak için de fırsat bulamadı. Bu sebeple mevut aşamadan, iddianame aşamasına ve sorumluların belirlenmesi aşamasına geçilemedi. Bu, Konsey tarafından reddedilmesi gereken büyük bir hatadır. Ekibin çalıştığı şartlar, süre ve mekanizma, gerçeklere ulaşmalarına fırsat vermedi. Böylece sorumluluğu teyit edilen kimseler hakkında soruşturma açmaya imkan bulamadılar. Bu durum, çatışmanın taraflarının sorumluluğuna ilişkin raporda kaydedilenlerin görmezden gelinmesini, düzeltmesini ve bu tür soruşturmaların uluslararası ölçekte meşrulaştırılmamasının gerektirir.”
Bildiride, uzman ekibin, soruşturmalar sırasında “doğrulanmamış sözlü ifadelere başvurduğu, medya raporlarına dayanan şahsi kanaatleri dikkate aldığı, soruşturma yürütülürken belgelerden ve uzman teknik incelemelerden yararlanmadığı ve bu şekilde raporu Konsey’e gönderdiği” kaydedildi.
Raporun, “bu tür uluslararası raporlar için gerekli olan ana dayanakları ve güvenilir ölçütleri taşımadığı belirtilen” bildiride, uzman ekibin bütün tarafları soruşturmaya dahil etmediği ve ihlallerle ilgili tüm belgelere ulaşmadığı iddia edildi. Ayrıca bu durumun, soruşturma ekibinin tarafsızlığı ile profesyonelliğine halel getirdiği ve ulaşılan sonuçları geçersiz kıldığı kaydedildi.
Bildiride, raporun “Yemen’deki çatışmanın taraflarından biri olduğu, bir dizi uluslararası pozisyon, karar ve soruşturma tarafından onaylanmış ve belgelenmiş olan İran rejiminin müdahalesini göz ardı ettiği” belirtildi.
Ayrıca raporda, Yemen’deki silahlı çatışmayı ateşleyen, sivillerin çektiği acıları artıran ve insani krizin devam etmesine doğrudan sebep olan İran rolüne değinilmediği belirtildi ve bu durumun soruşturma ekibinin çalışmalarına ve bulgularına yönelik çok fazla şüphe ve güvensizlik yarattığı ifade edildi.
Uzman raporunun gözden geçirilmesi ve düzeltilmesi için İnsan Hakları Konseyi tarafından bir mekanizma kurulması gerekliliğini dile getiren katılımcılar, söz konusu mekanizmalar oluşturulurken bu tür soruşturmalar ve raporlarda dayanılan uluslararası standartlara uyulmasını ve aynı zamanda Yemen’deki insanlık trajedisinin sona ermesine yönelik çabalara katkıda bulunulmasını talep ettiler.
Ayrıca Arap koalisyonu devletlerine, “Arap İnsan Hakları Sözleşmesi mekanizmalarına göre uygun olarak bir Arap soruşturma komisyonu kurmaları” çağrısında bulunan katılımcılar, onlardan, Yemen’deki sivillere yönelik ihlallerin sona ermesine ilişkin soruşturma prosedürlerine katkıda bulunmalarını talep ettiler.