Yemen’de devam eden çatışmalarda İran destekli Husi milislerinin 2014 yılında gerçekleştirdikleri darbeden bu yana 10 binden fazla insanın ölümüne ve 30 bin kişinin yaralanmasına sebep olduğu ifade edildi.
Araştırma ve İletişim Bilgi Merkezi tarafından hazırlanan “Savaş Surlarının Ardında” başlıklı bir araştırma, 2014-2017 yılları arasında Yemen’deki Husi milislerinin neden olduğu insan hakları ihlallerini ve trajediyi gün yüzüne çıkardı.
Geride binlerce ölü ve yaralı bıraktılar
Açıklamalar, insan hakları ihlallerini izleme konusunda uzmanlaşmış uluslararası kurum ve kuruluşların raporlarını ile milislerin suistimallerinin belgelenmiş verilerini (hikayelerini) içeriyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) Husilerin Yemen’de yaptıkları ihlaller hakkındaki bir araştırmasına göre, aralarında 478 kadının ve bin 22 çocuğun bulunduğu bin 546 kişi öldü ve 2 bin 450 kişi yaralandı. Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi’nin kaçırma ve zorla alıkoyma suçları ile ilgili yapmış olduğu araştırma ise, bir yıl içerisinde toplam 7 bin 49 kadar suç işlendiğini ve bunlardan zorla alıkoyma vakalarının bin 910’a ulaştığını ortaya koydu.
Hapishanede işkence görenlerin sayısı 5 bine ulaştı
Merkezi İngiltere’de bulunan Arap İnsan Hakları Örgütü’nün yapmış olduğu bir araştırmaya göre ise, 2017 yılında Yemen’deki milis hapishanelerinde, işkence görenlerin sayısı 5 bine ulaştı. Araştırmaya göre söz konusu işkenceler 100 kişinin ölümüne sebep oldu.
Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı bir rapor, bu yılın ilk yarısında Yemen’de 2 bin 403 ailenin yerinden edildiğini ve yerinden edilen kimselerin toplam sayılarının 17 bin 428’i aştığını doğruladı.
Husiler can almaya devam ediyor
Husiler son zamanlarda, Yemen meşru hükümetine bağlı güçlerin baskısı altında çekildikleri bölgelerde, mayın döşeyerek ve yangınlar çıkararak eylemlerine devam ediyorlar.
Araştırma ayrıca, “Milis yayınlarının, milislerin kutsal bir savaşta olduklarını, kendilerine katılmayanlara karşı provakatif ifadeler kullandıklarını, muhalif bütün mezhep mensuplarını tekfir ettiklerini ve kendi mensuplarına “kafirlere karşı sert olanlar” lakabını verdiklerini” ortaya koydu.