Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Yemen’de insani yardım operasyonları ile geçen bir ay | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Geçen 22 Ocak’ta Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu, Yemen’de kapsamlı bir insani yardım operasyonu (YCHO) başlatıldığını açıklamıştı. Operasyon, ülkenin durumunun daha da kötüleşmesine neden olan insani krizle kararlılıkla mücadele etmeyi hedefleyen çeşitli girişimleri içeriyor. Ayrıca Yemen’deki ABD’li insani yardım örgütlerinin gönüllü çalışmaları, limanların kapasitelerini artırmaya yönelik projeler, nakliyat maliyetini azaltma ve yolların altyapısını iyileştirme programları da operasyon kapsamında bulunuyor. Süreçte Marib şehrine insani yardım sağlanması için bir hava köprüsü kurulması ve tüm havaalanlarının açılması planlanıyor. Koalisyon ülkeleri, operasyon için Yemen halkına 1,5 milyar dolar bağışta bulundu. Buna ek olarak Yemen riyali döviz kurunun güçlendirilmesi için merkez bankasına 2 milyar dolar verildi. Bugün söz konusu süreç başlayalı bir ay oldu. Bir ay içerisinde Husiler tarafından kontrol altına alınan alanlarda Yemenli sivillerin insani ihtiyaçlarının bir kısmını karşılamayı başardığını söyleyebiliriz. Ayrıca Yemenlilerin genel olarak ihtiyaç duyduğu tıbbi gereksinimler, yakıt, gıda ve insani yardımların akışını da iyileştirmeyi başardı. Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi, Koalisyon güçleri ile dayanışmada bulunarak Sana’daki vatandaşlara yardımı havadan bırakarak ve develer kullanılarak ulaştırılabildi. Koalisyon, stratejik askeri görevlerine ek olarak bunu Husilerin dayattığı bir savaş olarak görüyor. Husilerin toplum üzerinde ağır etkileri oldu. Söz konusu etkileri telafi edecek faaliyetlerde bulunmayı zorunlu kıldı.

Elbette ki insani kriz darbeden sonra daha da kötüleşti. Bununla birlikte mart 2015’te Husilere karşı verilen savaş patlak vermeden önce de durumun trajik ve feci olduğu göz ardı edilemez.

Dünya Gıda Programı (WFP), 2010 yılında nüfusun yüzde 31,5’inin gıda güvenliği olmadığını açıklamıştı. Bunun oranın yüzde 11,8’nin çok zor durumda olduğu ifade edildi. Ardından darbecilerin egemenliği altında bulunan bölgelerde durum çok daha kötü bir hal aldı. Darbeci Husilerin 85’den fazla insani yardım gemisinin yükünü boşaltmalarını engellemesi ve bölgelerine girmek isteyen ticari kamyonlar ve yakıt tankerlerine ek gümrük getirmeleri çekilen sıkıntıyı daha da artırdı. Birleşmiş Milletler’in (BM) Yemen’deki İnsani Yardım Koordinatörü Jamie McGoldrick, geçen ağustos ayında, Sana’daki Husilerin yardım görevlilerinin girişini kolaylaştırmayı ertelediklerini açıklamıştı. Bunun yanı sıra insani yardım dağıtımı ve uygulayıcı ortaklar seçimine müdahale ettiklerini de belirtmişti. Bu da Husilerin Yemen devletinin yönetiminde asgari bir seviyeye ulaşamamasının net bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Husilerin kontrolü altında bulunan limanlar da İran’dan gelen silahların kaçakçılığında kullanılabiliyordu. BM’nin Yemen uzmanları tarafından hazırlanan bu ayki raporunda 2015 yılında ambargo uygulanmasının ardından İran silahlarının ülkeye geçirildiğinin kanıtlandığı duyuruldu. ABD Dışişleri Bakanlığı konuya ilişkin “İran, artmakta olan istikrarı bozan eylemleri ve BM kararlarının ihlali konusunda ABD’nin endişelerinin geçerliliğini doğruladı” açıklamasında bulundu.

Suudi Arabistan’ın son üç yılda sunduğu meblağ 11 milyar doları aştı. Yoksulluk çeken 2 milyon Yemenli, ülke nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturuyor. Yemen’deki Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nin halen Yemenlilere aylık 5 bin çalışma vizesi veren tek ülke olması bir yana, öte yandan İran, Irak’ın yeniden inşası için herhangi bir destek vermediği gibi tarihi boyunca insani yardım olarak bir dolar dahi yardım sağlamamıştır. İran’da Yemenli çalışanların olmadığını söylemeye gerek yok. Tüm çabaları darbeci Husi milislerini desteklemek için daha fazla silah ve teçhizat göndermeye yönelik. Yemenliler arasında fitne ateşlemek için Beyrut ve Kum’da binlerce savaşçıyı hazırlayarak eğittiği göz ardı edilemez.

Husi milisleri saldırılarına ve suç işlemeye devam ederken Yemen halkının çektiği acıları sona erdirmek için herhangi bir siyasi çözümü de reddediyorlar. Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu sadece askeri sorumluluk almakla kalmayarak, gıda ve tıbbi yardımın ötesinde insani yardım operasyonlarını da başlatma yoluyla Yemen’in acısını hafifletme konusundaki kararlılığını sürdürüyor. Ekonomik durumu iyileştirme, limanları genişletme ve altyapıyı onarmaya çalışıyor. Bu, Koalisyon ülkelerinin Yemenilerin acısını izleyerek bağış yoluyla kaos çıkaran ve Yemen’deki tarafları birbirleri ile savaşa teşvik eden bölgedeki diğer ülkeler gibi olmadığını gösteriyor. Bu durum, Koalisyon’un Yemen’in gerçek müttefiki olduğunu ve iyi günde kötü günde, savaşta ve barışta, her şekilde ülke halkını desteklediğine işaret ediyor.