Yemen Vakıflar ve İrşad Bakanı Ahmed Atiyye, İran’ın kendisine bağlı ‘Ensarullah’ adlı grubu akidevi ve fikri yönden eğiterek, bu fikirleri yayması için Yemen’e gönderdiğini söyledi.
Şarku’l Avsat’a demeç veren bakan, İran’ın Husilere bağlı milisleri ve kendi mezhebine bağlı kimseleri Lübnan’daki terör örgütü Hizbullah’a gönderdiğini, gönderilenlerin çoğunun Lübnan’a giriş vizelerinin bulunmadığını ve akidevi eğitimleri tamamlamak üzere çeşitli yollarla Tahran’a nakledildiklerine dikkat çekti.
Yemenli Bakan Ahmed Atiyye, Yemen halkı ile Husi grubu arasındaki farkın Husilerin tek bir hükümet veya siyasi ortaklık çatısı altında yaşamayı kabul etmemeleri olduğunu belirtirken, uluslararası toplumun bunu anlayamadığını söyledi. Yaşananlarının sebebinin Husilerin siyasi bir boyutunun olmaması ve İran’a bağlı ideolojik bir grup olmaları olduğunu belirten Atiyye, söz konusu sebeplerden ötürü Husilerin Yemen’deki diğer gruplarla iyi ilişkiler kurmasının zor olduğunu söyledi.
Konuya ilişkin olarak bazı tavsiyelerde kişileri eleştiren Atiyye, örnek olarak Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in, barışın sağlanmasını hiçbir şekilde istemeyen Husiler ile müzakere masasına oturulmasını teklif ettiğini belirtti. Atiyye, “Bugün Husilere hükümet ile yarı yarıya ortak olmaları teklif edilse, yönetimin yarısı kendilerine diğer yarısı da ülkedeki diğer partilere verilse yine de bu teklifi kabul etmezler. Çünkü tek başına Yemen’i yönetme hakkına sahip olduklarını düşünüyorlar” dedi.
Atiyye’nin de belirttiği gibi Husi milisler darbeden bu yana, müfredatı değiştirmek için çalıştı. Bunun sonucunda müfredat sadece Bedrettin el-Husi’nin ailesinden bahseder bir hale geldi. Sahabelerden bahseden tüm ayetleri müfredattan uzak tutan Husiler, ‘ümmet’ anlayışını yok ederken, mezhepçilik fikrine vurgu yaptı ve Yemen halkını Ehl-i Beyte bağlı veya düşman tabakalara böldü. Bu da devletin baltalanması ve silah teslim edilmemesi noktasında ‘Hizbullah’ örneğini çağrıştırıyor.
Bakan Atiyye, “Perşembe akşamı o haftanın Cuma hutbesini kontrol ettikleri bölgelerde bulunan kendilerine bağlı imamlara gönderdiler. Bu hutbede; savaş faaliyetlerinin desteklenmesi, meşru hükümet ve Suudi Arabistan ile mücadele edilmesi, Haremeyn topraklarının hedef alınması ve Daru-l-harp ilan edilmesine vurgu yapılıyor. Bir grup mezhebi fikirler olmadan bu hükümlere nasıl varılabilir? Bu; dine, mantığa ve kanunlara aykırıdır. Bugün daha önceden hiç olmadığı kadar terörle, söz konusu fikri ve akidevi radikalizm ile savaşılmasına ihtiyaç var. Günden güne tehlikesi artan bu cemaati ortadan kaldırmak için mücadele etmemiz gerek” dedi.
Yemen Vakıflar ve İrşad Bakanı Ahmed Atiyye’nin bu sözlerini, ‘Yemenli Bilim Adamları ile İletişim’ programı tarafından yayınlanan rapor doğruluyor. Raporda, Husilerin kendi mezhebi görüşlerini yayma yolundaki ihlallerinin arttığına dikkat çekiliyor. Ayrıca raporda, Husilerin mescitleri kendi merkezlerine çevirdikleri belirtilirken, bunun Yemen’deki yaklaşık 750 mescitte uygulandığı ifade ediliyor. Toplu bombalar, ağır silahlı saldırılar ve yağmacılık Husilerin yaptığı ihlaller arasında.
Darbenin başından 2016’nın sonunda kadar ki süreci konu edinen rapora göre, Saada, Husilerin en çok ihlal yaptığı yer konumunda. Bölgedeki 397 mescitte ihlal gerçekleştirilirken Husiler; 80 mescidi havaya uçurdu, 41 mescidi tanklar ve ağır silahlarla hedef aldı, 117 mescide baskın düzenledi ve 157 mescidi askeri kışlaya dönüştürdü.
Husilerin kontrolü altında bulundurduğu bölgelerdeki imamların ya Husi yandaşı olup onların dediklerini yerine getirdiğini ya da ölümle tehdit edildiğini belirten Yemen Vakıflar ve İrşad Bakanı Ahmed Atiyye, bakanlık tarafından yayınlanan son istatistiğe göre Husilerin yıktığı veya garnizona çevirdiği 176 caminin olduğunu söyledi. Atiyye, son olarak bölgedeki vakıflar bakanlığı çalışanlarının uzaklaştırıldığını ya da görevlerine son verildiğini söyledi.
Yemen hükümeti geçtiğimiz yılın Şubat ayında, şiddet çağrısı yapan ve ılımlı olmayı reddeden kitaplara el koymasının ardından, İran’ın mezhepsel fikirlerinin propagandasını yapan kitapların kaçırılması girişimini çökertmişti.