Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Yemenli Bakan: Suudi Arabistan’ın hac vazifesini siyasileştirdiği iddiası doğru değil | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Yemen Vakıflar ve İrşad Bakanı Ahmed Atiyye, Husi milislerin Yemen’de kontrol ettiği bölgelerden 7 bin hacı adayının güvenli bir şekilde Suudi Arabistan’a ulaşmasının, ‘Riyad yönetiminin Hac vazifesini siyasileştirdiği’ yönündeki iddiaları çürüttüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Yemenli Bakan, “İran’dan gelen yaklaşık 80 bin hacı adayını karşılayan Suudi Arabistan, Yemen’deki savaşa ve bu savaşta meşru hükümetin tarafında olmasına rağmen üçüncü kez hac mevsiminde Yemenli hacı adaylarına kapılarını açtı. Husi baskılarının sürdüğü bir dönemde Suudi Arabistan, Yemenli hacılarla diğerleri arasında kesinlikle herhangi bir ayrım gözetmiyor” dedi.

Bakan Atiyye, Yemenli hacı adaylarının bulunduğu 550 kafilenin, Suudi Arabistan ve Yemen arasındaki el-Vedia Sınır Kapısı üzerinden kolayca Mekke’ye ulaştığını ifade etti.

Suudi Arabistan’ın Husilerin kontrolündeki bölgelerden gelen hacı adaylarını kabul etmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını ifade eden Atiyye, “Husiler yalan söylemeye alışmışlar. O bölgeden gelen hacı adaylarını Mekke’deki otellerde ziyaret ediyoruz. İçlerinde hasta olanlar varsa hastaneye giderek ziyarette bulunuyoruz. Aynı zamanda bu adayları sınır kapısında karşıladık. Fakat Husiler tüm bu gerçekleri görmezden geliyor” dedi.

Atiyye, darbeci Husi milislerin bazı hacı adaylarının pasaportlarına el koyarak hac vazifesini engellediğine işaret ederek, örgütün ‘savaş masrafları’ adı altında hac ve umre şirketlerinden yüksek miktarda vergi aldığını ve nakliye şirketlerine ‘haraç’ kesmek suretiyle birçok Yemenlinin hac vazifesine engel olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, “Biz, haccı kutsal bir ibadet olarak görüyoruz, siyasi amaçlar uğrunda kullanılacak bir malzeme değil. Tüm hacı adaylarımızdan parti, siyasi görüş ve mezhepsel farklılıklarını sınır kapısının ardında bırakmalarını istedik. Burada sadece ibadetle meşgul olmalarını istedik. Yemen’e döndüklerinde istedikleri görüşü savunabileceklerini ama Harameyn’in olduğu bu kutsal topraklarda güvenliğin kırmızı çizgimiz olduğunu belirttik. Burada ‘Lebbeyk Allahumme Lebbeyk’ telbiyesi dışında hiçbir slogana müsamaha gösterilmez” diye konuştu.

Bakan, konuşmasının devamında şunları söyledi;

“Yemen’deki savaş, aslında dini kılıfa bürünmüş siyasi bir savaş. Husi milisler insanlara otorite istemediğini söylüyor. Hayır, onlar İran’dan getirdiği yozlaşmış doktrinleri kabul ettirmek için otoriteyi istiyorlar. Ayrıca eğitim müfredatında köklü değişiklikler yapmaksızın müfredata insanları güldüren yeni şeyler eklemişler. Eğitim müfredatının bu tür boş işlerden tamamen uzak tutulması gerekir. Yemenliler, Zeydisiyle Şafiisiyle bin yıldır eşitlik içinde ve bir arada yaşadı. Bu yararsız fikirler gelmeden önce aralarında tefrika yoktu. Bu fikirlerle birlikte öğrencilerimizin ve gençlerimizin İslam inancı üzerine olan pusulası sapmaya başladı.”

Atiyye, “Fetva kurumunu gasp eden Husi milisler, burayı ilmi esaslar üzerine değil mezhep taassubuyla fetva veren bir kurum haline getirdi. Ayrıca bu kurum üzerinden zehrini gençlere akıtan Husiler, Yemen halkının tamamını DEAŞ’lıymış gibi gösteriyor ve doğru yola irşat edilmeleri gerektiği telkininde bulunuyorlar. Kendilerini de Ensarullah olarak isimlendiriyorlar” diye konuştu.

Atiyye konuşmasını noktalarken şunları söyledi;

“Yemen halkının kültürüne, gelenek göreneklerine, ekonomisine, dinine ve siyasetine darbe yapılmasına karşı duracağız. Husilerin, İran ve Lübnan’dan dini merci olarak kabul ettikleri vaizleri getirdiğine ilişkin elimizde kesin kanıtlar var. Bunlar, gençlere yönelik kurslar düzenliyor. Saada ve Sana’da verilen kurslarda çocuklar yanlış bilgilerle donatılıyor.”