Beyrut: Caroline Akoum/Şarku’l Avsat
Lübnan’da 6 aydır kurulamayan Yeni Hükümet’e şimdi de Cumhurbaşkanı Avn’ın Adalet Bakanı’nı kendi istediği kişinin seçilmesine dair ısrarı ve Hizbullah’a uygulanacak uluslararası yaptırımlar engel oluyor.
Temsilciler Meclisi’ndeki partilerin Din ve Mezhep kotalarına göre Bakanlıkları paylaşma çalışmalarının yanısıra Cumhurbaşkanı’nın da 3 Bakanlık inisiyatifi bulunuyor. Avn bu sebeple kritik konumu dolayısıyla Adalet Bakanı’nı kendisi belirlemek istiyor.
Gelen bilgiler, oluşturulan Yeni Hükümet’te bulunan taraflardan herhangi birinin 10’dan fazla bakana sahip olmayacağını gösteriyor. Aynı şekilde 4 etkili bakanlık, olduğu haliyle kalacak. Yani Meclis’teki üç büyük partiden olan Nebih Berri liderliğindeki (seküler Şii) Emel Hareketi Maliye Bakanlığı’nı, (seküler Sünni) Saad Hariri liderliğindeki Müstakbel Hareketi İçişleri Bakanlığı’nı ve Avn’ın lideri Cibran Basil’in ise Genel Başkanı olduğu (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareketi (ÖYH) de Dışişleri Bakanlığı’nı alıyor. Savunma Bakanı’nı ise Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın seçecek.
(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK), hükümet dışında kalmayacağını vurgularken, LK’nin önde gelen kaynakları da sürecin, gelecek ayın başlarında Hizbullah’a uygulanacak uluslararası yaptırımlar sonrasına ertelenmeye çalışıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları tarafından Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Avn, payına bağlı kalma kararını verdikten sonra Adalet Bakanlığı’na dair görüşmeler askıya alındı.
Kaynaklar, LK’ye özellikle 3 Bakanlığın yanı sıra Başbakan Yardımcılığı görevi sağlanarak, taviz verildiğini de belirtti.
Aynı şekilde kaynaklar, Mişel Avn’ın geçtiğimiz çarşamba günü ikinci ziyaretinde hükümeti kurmakla sorumlu Saad Hariri’ye herhangi bir söz vermediğini belirtti.
Kaynaklar ayrıca, “Alternatif bir öneri varsa durum ele alınabilir” ifadelerini kullandı.
Öte yandan “Güçlü Lübnan” Bloğunun önde gelen kaynakları, “LK’nin Yeni Hükümet’in kuruluşunu ABD’nin Hizbullah yaptırımları sonrasına ertelediğini” iddia etti. LK tarafı ise bu iddiayı yalanlıyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan LK kaynakları, “Hiç kimse, sürecin engellenmesi hususunda bizi suçlama hakkına sahip değil. Süreci engelleyenler, kolaylık sağlanmasını ve orta düzeye ulaşmayı engelleyenler ve karşılıklı tavizleri kabul etmeyenlerdir” ifadelerini kullandı.
Lübnan Kuvvetleri Partisi’nin (LK) Adalet Bakanlığı taleplerinin, kritik bir bakanlık elde etme hakkının engellenmesi sonrasında ortaya koyulduğunu vurgulayan LK kaynakları, ikincil önemde bir bakanlık arayışına girildiğini ve Adalet Bakanlığı’nın önerildiğini söyledi.
LK kaynakları, “Herhangi bir alternatif arayışı, hükümet dışında kalmayacak LK’nin adil bir şekilde temsil edilmesini gerektiriyor” dedi.
Bu çerçevede Meclis’teki “Güçlü Lübnan” Bloğu kaynakları da “Meclis’teki temsiliyet oranıyla uyuşmayan biçimde Çalışma Bakanlığı’nı almış olan (Maruni Hristiyan) Marada Akımı, bunu talep etmeyi reddederken, neden (Maruni Hristiyan) LK, Cumhurbaşkanı’nın inisiyatifindeki Adalet Bakanlığı’nı kendi hakkı olarak görüyor?” şeklinde konuştu.
Bu karşılıklı ithamlar karşısında, Hristiyanlar arasındaki paylaşım krizi çerçevesinde, tarafların önümüzdeki günlerde yeni bir öneri ortaya koymadıkça herhangi bir çözüm bulamayacakları da açık.
LK kaynakları, geçtiğimiz cumartesi akşamı hükümeti kurmakla sorumlu Saad Hariri başkanlığında gerçekleştirilen toplantı sonrasında LK’nin, diğer bir öneri beklediğini belirtti. Kaynaklar, “Görüşmelerdeki uzlaşı, bakanlık pozisyonlarının yeniden dağıtılması girişimlerini ele almaktı. Durumun sıfır noktasına döndüğünü söyleyemem, ama aynı yerinde seyrettiğini söyleyebilirim” dedi.
Öte yandan hükümetin kurulma sürecine aşina olan kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, “Şu an pratik ya da somut hiçbir şey, LK tavrını değiştirmediği sürece önümüzdeki günlerde hükümetin kurulma olasılığını mümkün kılmıyor.
Güçlü Lübnan Bloğu’ndan bir milletvekili de “Durum, üzerinde çalışılan Sağlık Bakanlığı yerine LK’ye Adalet Bakanlığı’nı verip vermeme sorununda düğümlendi” diyor.
Sorunu, sürekli olarak Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) ve LK arasındaymış gibi sınırlamak da adaletsizce. Diğer tüm Bakanlıklar için neden pazarlığı kabul etmiyor da sadece cumhurbaşkanının inisiyatifindeki Adalet Bakanlığı pazarlık konusu oluyor?” şeklinde konuştu.
Öte yandan Çalışma Bakanı Yusuf Fenianos, “Bakanlığa katılmamız dolayısıyla Çalışma Bakanlığı’na ve Marada akımına teslim edilen tüm bakanlıklara yönelik büyük bir mücadele var. Herkes bir rekabet içerisinde. İnsanlara hizmet etmek için varız ve aynı şekilde kalacağız” dedi.
Diğer tarafta (Şii) Hizbullah’ın tavrı da, diğer partilerin pazarlık çabalarından farklı değil. Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım, güney Lübnan’da bir anma töreni sırasında yaptığı konuşmada “Hükümet konusunda artık iyimserlik veya kötümserlikten söz edemeyiz. Çünkü mevcut verilere göre, belirli bir oluşum mekanizması hala mevcut. Tek bir taraftan veto ortaya koyulabilir, süreç engellenebilir ve başka bir bölge de risk altına girebilir. Bu durum, yakın mı veya uzak mı bilemediğimiz bir gelecekte hükümetin kurulacağı anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
Hizbullah’a uluslararası yaptırımlar
ABD Senatosu, Hizbullah’a maddi yardım ve destek veren kişiler ile Lübnanlı terör örgütünün canlı insan kalkanları kullanmasına yardımcı olan kişilere çeşitli yaptırımlar uygulanmasını öngören önlemler içeren iki yasa tasarısını onayladı. Her iki tasarı da meclisten, her iki siyasi kanadın desteğiyle geçti.
Sivillerin Savunmasız Kalkan Olarak Kullanılmasına Yaptırım Yasası adı altında sunulan canlı kalkan tasarısında, Gazzeli terör grubu Hamas da aynı yöntemi kullandığı gerekçesiyle kınandı. Yeni tasarıya göre, sivilleri canlı kalkan olarak kullanan Hamas ile Hizbullah gibi örgütlere ve bu iki gruba bu konuda destek veren bazı ülkelerin kurumlarına çeşitli yaptırımlar uygulanacak. Tasarı onaylanmak üzere Temsilciler Meclisi’ne yollandı.
Diğer yandan, Hizbullah’a Uluslararası Finansal Desteği Engellemede 2017 Yılı Düzeltmeler Yasası adı altında sunulan ve Hizbullah’a maddi kaynak sağlayanlara yaptırımlar uygulanmasını öngören tasarıda da grubun silahlı koluna destek veren hükümet görevlilerine karşı alınacak önlemlerden bahsedildi. Tasarıda ayrıca, Hizbullah adına para ve adam toplanmasına yardımcı olan firma ve bireyler ile terör örgütünün kendisine uygulanacak yaptırımlardan da bahsedildi. Tasarıda Hizbullah destekçilerinin gözetim altında tutulması ve hükümete haklarında rapor verilmesi mecburi bir görev haline getiriliyor.
Lübnanlı siyasi çevreler Hizbullah’ın söz konusu yaptırımlara uğraması durumunda Yeni Hükümet’te yer almasının Lübnan devletini de zora sokacağını ifade ediyor.