Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Yeni Irak hükümetinin öncelikleri ve geleceği şekillendirme fırsatı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Yeni bir hükümet ve yeni bir fırsat. Ülkelerinin karşı karşıya olduğu zorluklara rağmen birçok Iraklı bunu ümit ediyor. Yeni Irak Cumhurbaşkanı olarak Berham Salih’in, başbakan olarak da Adil Abdülmehdi’nin seçilmesinin ardından bir umut hissediliyor. Elbette sadece yüzlerin değiştiğini ama durumun değişmeyeceğini söyleyen bazı Iraklılar da var. On yıllar boyunca yaşadıkları geçmiş acılar ve zorluklardan sonra onları bunun için kınayamayız. Irak’ın yeni yetkililerinin, milletvekili oldukları ve resmi makamlara getirildikleri zaman etmiş oldukları yemine sadık kalacaklarını gerçekten de halkın hizmetinde olduklarını ve kanıtlamaları gerekiyor.

Şüphesiz yüksek kültür sahibi biri olarak bilinen ve kendisinden devlete tekrar eski heybetini kazandırması istenen Berham Salih gibi bir şahsiyetin cumhurbaşkanı seçilmesi devlet başkanlığı makamının güçlendirilmesi için bir fırsattır. Aynı şekilde Adil Abdülmehdi’nin ‘bağımsız’ olduğunu ve tüm taraflarla çalışmaya açık olduğunu açıklaması, barışçıl bir hükümet kurmak için ciddi bir çalışma yürütüleceği izlenimi vermektedir. Her ne kadar bu iki şahsiyete saygı duysak da uzun yıllardır yolsuzuk, bölünmüşlük, paylaşım, organize suçlar bir yana Irak’ta emelleri olan ülkelerin nüfuzunun neden olduğu sıkıntılardan muzdarip bir sistem içerisinde çalıştıklarını da unutmamalıyız.

Kendi partilerinin çıkarları yerine kamunun çıkarlarını korumaya çalıştıkları için önlerine çıkarılan engeller ve tehlikeler ile yüzleşmeye hazır kişilerin yokluğunda bu durumun değişmesi mümkün değildir. Ülke bir uçurumun kenarında iken göreve gelen eski Irak Başbakanı Haydar İbadi’nin göstermiş olduğu çabaları da anmadan geçmemeliyiz. Eski hükümetin bazı başarısızlıklarına rağmen İbadi, çoğu zaman mezhepçi politikalara karşı koymaya çalıştı. Bir yanda DEAŞ ve terörünü ortadan kaldırmaya çalışırken diğer yandan Haşdi Şabi’nin gittikçe artan gücünü dizginlemeye çalışarak dengeleri korudu. Bugün ise İbadi, ülkeyi kendisinin Nuri Maliki’den teslim aldığından çok daha iyi bir durumda halefine teslim ediyor.

Gelecek haftalarda hükümeti kurma sınavının nasıl geçeceğini göreceğiz. Salih ve Abdülmehdi kişilikleri gibi ılımlı ve geniş tabanlı bir hükümet kurabilecekler mi yoksa siyasi hesaplar tartışma yaratacak ve kendi partilerinin çıkarlarına hizmet edecek şahsiyetlerin seçimini zorunlu mu kılacak?
Hükümeti kurma ve kapsamlı bir ulusal programı uygulamak için hükümetin siyasi gerilimlerin üstesinden gelme yeteneği, Irak’ın devam eden krizler girdabından kurtulması için temel bir gerekliliktir. Partiler arasında hükümeti kurma şekli ve bakanlıklara uygun isimlerin getirilmesi konusunda açık bir anlaşmazlık var. Ama bu kişileri belirlemekten çok daha önemli bir şey vardır. O da yeni hükümetin programı ve öncelikleridir. Talepler listesi çok uzun ama yeni hükümetin önem vermesi gereken 6 tane öncelik bulunuyor:

Birincisi ki bu en önemlisi ve öne çıkanıdır; Irak halkına daha çok güvenlik sağlamaktır. Son 48 saat içerisinde Irak’ın farklı bölgelerinde 3 bombalı saldırı gerçekleşti. Basra da ise bir kadın hakları savunucusu öldürüldü. Bu olay ile birlikte son 4 hafta içerisinde ülkede suikasta uğrayan kadınların sayısı 6’ya yükseldi. Güvenliği sağlamanın yolu, Irak Silahlı Kuvvetleri’ni kurmaktan ve reforme etmekten, silahın sadece devletin elinde olmasını sağlamaktan geçmektedir.

İkinci öncelikte birincisi ile bağlantılıdır. Başta temel hizmetlerde olmak üzere Irak halkına iyi bir yaşam sağlamaktır. Eğtim ve sağlık alanlarını tekrar ayağa kaldırmak elle tutulur bir gelişim için temel bir gerekliliktir. Günde yaklaşık 4 milyon varil petrol üreten bir ülkenin hala temiz içme suyu ve elektrik kesintileri gibi sorunlarla boğuşması hiçbir şekilde mantıklı değildir. Kirli sular nedeniyle Basra halkından 100 bin kişinin zehirlenmesine neden olan bu çile ve sıkıntıların hiçbir bahanesi olamaz. Aynı şekilde, yetimler ve dullar gibi yardıma muhtaç kesimlere yardım eli uzatacak bir mekanizma geliştirilmelidir. Son yapılan güvenilir istatistiklere göre Irak’ta 800 bin ila 1 milyon arasında çocuk ebeveynlerinden birini kaybetmiş bulunuyor. Bu çocukların birçoğu yoksulluk sınırı altında yaşıyor.

Üçüncü öncelik; sağlıklı bir ekonomi inşa etmektir. Ülkedeki yaygın yolsuzluğun ana nedenlerinden biri haline gelen petrol zenginliği, tek kaynak yerine çeşitli kaynaklara dayanan bir ekonomi inşa etmek için kullanılmalıdır. Mali reformlar ve yolsuzlukla mücadele aciliyet arzetmektedir. Özellikle de gençler arasında yaygın olan ve bazı şehirlerde yüzde 30’a ulaşan yüksek işsizlik oranlarını düşürülmesi için bu adımlar mutlaka atılmalıdır. Aynı şekilde, güçlü bir ekonomi sayesinde ülkedeki gerekli alt yapı yeniden inşa edilebilir.

Halkın devlet ve hükümete olan güvenini geri kazanmak için bu üç önceliğin yerine getirilmesi şarttır. Unutmayalım ki bu yıl düzenlenen seçimlere katılım çok düşüktü. En iyimser tahminlere göre katılım yüzde 44.5 oranında kaldı. Bu nedenle halkın devlete olan güvenini yeniden tesis etmek gerekiyor. Ama başarısızlıklarla geçen yıllardan sonra bunu gerçekleştirmek o kadar da kolay değildir. Bu noktaların altını çizdikten sonra şimdi dördüncü önceliğe geçiyoruz.

Dördüncü öncelik; Irak’ta halk ve devlet arasındaki sosyal bağı güçlendirmek ve devlet kurumlarını yeniden güçlü bir hale getirmektir. Buna ek olarak, vatandaşlık kavramının güçlendirmek ve bu denklemin önemli bir parçası haline getirmektir. Zira bilindiği gibi Irak’ta on yıllardır etnik, aşiret, parti ve mezhepçi kimlik ulusal kimliğin önüne geçmiş bulunuyor.

Beşinci öncelik ise ülkede hukukun üstünlüğünü sağlamak için devlet kurumlarını güçlendirmektir. Bu da tamamen anayasaya dayanmaktadır. Irak anayasasının acilen tekrar gözden geçirilmesi ve başta federal sistemin yönetim şekli ile ilgili maddeler olmak üzere temel maddelerinin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Hukukun üstünlüğüne ve yargının korunmasına dayanan güçlü bir anayasa olmadan mali ve siyasi yolsuzlukla mücadele ve vatandaşın güvenini yeniden kazanmak mümkün değildir.

Dış politikada, Irak’ın dengeli bölgesel ve küresel ilişkiler kurarak Arap ülkeleri arasındaki ve küresel sahadaki doğal konumunu tekrar kazanması gerekiyor. Altıncı öncelik de budur. Irak ile ilişkileri geliştirmeye açık olduğu görülen Arap ülkeleri ile başta olmak üzere bölgesel ilişkileri güçlendirmek kaçırılmaması gereken bir fırsattır. Hadimul Haremeyn Şerifeyn Hizmetkarı Kral Selman bin Abdülaziz’in, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in, Ürdün Kralı İkinci Abdullah’ın ve diğer Arap liderlerin, seçilmelerinin hemen ardından hem Salih hem de Abdülmehdi’yi telefonla arayarak kutlamaları Irak hükümetine verilen Arap desteğinin açık bir göstergesidir. Irak da buna gecikmeden karşılık vermelidir. Gelecek aydan itibaren yeni ABD yaptırımlarının hayata geçmesi ile İran’ın maddi ve siyasi kazanç elde etmek için Irak’a baskılarını arttıracağı ve müdahalelerini genişletme çabasına gireceği tahmin edilmektedir. Bun nedenle Irak hükümetinin, Irak’ın çıkarlarını ve tam anlamıyla egemenliğini koruması gerekmektedir.

Sokağın nabzına kulak vermeleri ve Irak halkının emellerini gerçekleştirmeye çalıştıkları zaman, bu muazzam engeller ve sorunlar Irak’ın yeni liderlerine, Irak’ın tarihi sürecini değiştirme ve geleceğini şekillendirme fırsatı sunacaktır.