Önceki gün Riyad’da ilan edilen yeni rüya bölgesi Neom, gelecekten gelen bir şehir ya da Suudilerden önce hiç kimsenin ortaya atmadığı bir inovasyon değildir. Veyahut Neom, rüyaları gerçekleştirmek, yaşamak ve çalışmak için rakiplerin yarıştığı alışılmışın dışında bir kent değildir. Aksine Neom şehri, yeni Suudi Arabistan’ı açıklıyor ve özetliyor. Gerilemeden ilerleyen, tereddüt etmeden yılları özetleyen, kibirlenmeden yılların hatalarını düzelten ve kendisini zayıflatan faktörlerden kurtularak gücünü muhafaza eden krallığı sağlamlaştırıyor.
Kraliyetin geçen iki yılda uygulamaya başladığı büyük projeleri ve geleceğe yönelik girişimlerini gözlemleyen kimse, Suudi Arabistan’daki müthiş ve pozitif değişimin hacmini kavramış olur. Söz konusu projeler arasında Kızıldeniz, ‘Al Ghedia’ projesi, Suudi Arabistan Askeri Sanayi Şirketi ve yatırım fonu bulunuyor. Bu projeler, dünyada en önemli ve en etkili egemen servet fonlarından olması için Genel Yatırım Fonu’nun konumunu sağlamlaştıracaktır. Hiç şüphesiz büyüklüğü, yaratıcılığı ve mantıklı hedefleriyle Neom projesi, yeni yüzüyle Suudi Arabistan’a nasıl bakılacağını simgeliyor. Sofia’yı düşünün. Sofia, dünyada kendisine vatandaşlık ve pasaport verilen ilk robot. Sofia’nın dün Suudi pasaportu oldu.
Çünkü büyük projelerin eski fikirleri benimseyen zihinlerle ortaya çıkıp başarılı olması mümkün değildir. 1979 İran devrimi sonrasında sadece Suudi Arabistan’da değil, tüm bölgede yayılan radikal uyanış projesi, birçok gelişim ve kalkınma projelerini sekteye uğrattı. Bir daha dönmeyecek şekilde bu projeyi gömecek birisinin gelmesi gerekiyordu. Bundan dolayı Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ‘Aşırılığı yok edeceğiz’ şeklindeki güçlü ifadesi, bölgedeki dünyayı yeniden tanımlayan kapsamlı bir strateji olduğu kadar aynı zamanda büyük bir siyasi mesajdır.
Öyle ki radikal cemaatler, sahih İslam’ın imajını yok etmişlerdi. Prens Muhammed bin Selman, bu durumu, “Eskiden böyle değildik. Biz, sadece özümüze yani bütün dinlere, geleneklere ve halklara açılımı benimseyen İslam’a geri dönüyoruz” sözleriyle açıklıyor. Gerçekten ‘uyanış’ projesinin ekseninden çıkmanın meydan okumayı temsil ettiğini, hatta toplumlar için tehlikeli olduğunu zannedenler, söz konusu tehlikenin abartıldığı konusunda ilk şaşıranlardır. Radikal bir azınlık, çoğunluğu temsil ettiği, onların adına konuştuğu ve onların yerine karar verdiği izlenimini oluşturdu. Sonra radikalizmin karşısına ılımlılığı getiren birisi ortaya çıktığında mezkûr proje, ivedi bir şekilde parçalandı. Çünkü bugünden sonra hak kelimesinin batıl yerine kullanılması mümkün değildir. Bu, geçen 40 yıl boyunca uyanış projesinin üzerine inşa edildiği temel bir kuraldır.
Toplumlarda köklü değişim süreçlerinden kaygılananların olması normaldir. Çünkü bireyler, yanlış olsa bile aynı fikirlere alıştığı zaman ilk önce bu fikirleri reddediyorlar. Fakat ardından istemeyerek de olsa bu fikirleri kabul ediyorlar. Sonra bu fikirlerle birlikte yaşamaya başlıyorlar. Bu fikirlerle entegre olduktan sonra o düşünceleri savunduklarını ve değiştirmeyi reddettiklerini görüyorsunuz. Bu fikirlerin düzeltilmesinin külfetli olacağını düşünüyorlar.
Fakat bu fikirler ortadan kaybolduktan sonra eski düşüncelerin dayattığı engelleri kendi elleriyle inşa ettiklerinin farkına varıyorlar. Dolayısıyla Suudi Arabistan devletini kalkınma, sosyal ve ekonomik açıdan modernleştirmek için Suudi Veliaht Prensi’nin yürüttüğü gibi büyük bir proje ortaya çıktığı zaman, yolların güllerle donatılcağını beklemiyoruz. Çünkü yolda, bu projeyi bekleyen zorluklar ve engeller var. Ancak projesinde haklı olduğu kanıtlayan herkesin sonuçları aynı olacaktır. Hiç kimsenin bu göz kamaştırıcı sonuçların kısa bir süre içerisinde gerçekleşeceğini umduğunu zannetmiyorum.
Önemli olan başkaları Suudi Arabistan’ın zayıfladığını düşünse de kraliyet yenileniyor. Gelecek nesillerin hevesle beklediği geleceğe doğru ilerleyerek, Suudi Arabistan, kendisini maziye geri götürecek yükleri üzerinden atıyor. Önemli olan Suud treninin sabit, kararlı ve ısrarlı bir şekilde ilerlemesidir. Bu trende tereddüt edenlere yer yok.