Mısır yargı makamları, YouTube ve diğer video paylaşım sitelerinde yapılan paylaşımlar ile ilgili bir dizi davayı ele alıyor. Bunlar arasında, yerel yasalarca suç unsuru taşıyan video kesitlerini sosyal paylaşım sitelerinde yayınlayan Lübnanlı gazeteci Mona Eltahawy’e ait bir dosya da bulunuyor. Benzer bir başka dava ise, bir banka şubesinin kötü hizmetine ilişkin hoşnutsuzluğunu dile getirdiği video kesitini sosyal paylaşım sitelerinde paylaşan Mısırlı insan hakları aktivisti Emel Fethi hakkında açıldı.
Profilinde bir video yayını başlatan Lübnanlı Mona Eltahawy’in davası, Mısırlıların büyük çoğunluğu tarafından yakından takip ediliyor. Takipçilerinden biri tarafından YouTube’a yüklenen videonun yüz binler tarafından izlenmesi üzerine videonun silinmesi ve Eltahawy’nin özür dilemesine rağmen avukatlar geri adım atmadı. “Mısırlılara hakaret ettiği” ve “yasalarca suç unsuru kabul edilen ifadeler kullandığı” gerekçeleriyle Lübnanlı gazetecinin tutuklanması talep edildi.
Mısır Başsavcısı Nabil Sadık, dün Mona Eltahawy hakkında, “topluma zarar veren ve dinler ile ilgili hakaret içeren söylentileri yayındığı ve yanı sıra müstehcen içerikler paylaştığı” gerekçeleriyle bir ceza davası açılmasına karar verdi.
Mısır güvenlik güçleri, iki gün önce, Mona Eltahawy’i ülkeyi terk etmeye çalışırken gözaltına aldı. Savcılık, yeni Mısır muhalif mahkemesinin 15 gün boyunca sürecek soruşturmaları öncesinde, Lübanlı gazeteci hakkında 4 günlük tutuklama kararı çıkardı.
Benzer bir başka dava ise, bir banka şubesi ile ilgili olumsuz deneyimlerinden bahsettiği video kesitini sosyal paylaşım sitelerinde paylaşan insan hakları aktivisti Emel Fethi hakkında. Mayıs ayı başlarında tutuklanan Fethi’ye banka görevlileri hakkında videoda söylediği bazı sözlerden dolayı ‘müstehcen kelimeler kullanma suçlamaları’ ile dava açıldı.
“İfade özgürlüğü ile hakaret arasında bir sınır var”
Avukat ve hukukçu İhab Razi, Şark’ul Avsat gazetesine, “Müstehcen sözler ve hakaretler içeren paylaşımlar, Ceza Yasası hükümleri ve Telekomünikasyon Yasası uyarınca cezalandırılır” şeklinde açıklamada bulundu.
İnsanların kendi hesaplarında kişisel görüşlerini ifade ettikten sonra tutuklanmalarının, anayasa tarafından güvence altına alınan görüş ve ifade özgürlüğünün ihlali anlamına gelip gelmediği konusunda ise, Radi şunları söyledi:
“Mısır hukukunda düşünce ve ifade özgürlüğü ile hakaret ve iftira arasında bir sınır vardır. Yasa, hükümet veya bakanlar hakkında eleştiri özgürlüğünü garanti eder, ancak hakaret içeren söylemlerin ve kelimelerin kullanımına izin vermez.”