Halk Savunma Birlikleri (YPG) liderlerinden Sipan Hemo, dün, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Rusya’nın Türkiye’ye Afrin’e operasyon düzenleme izni vererek Suriye Kürtleri’ne ihanet ettiğini söyledi. Şam yönetiminin, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) cevap vermesini ve YPG’ye yardım göndermesinin engellendiğini vurguladı.

Hemo, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekatı’nın son hazırlıklarını tamamlamak için Moskova’da gerçekleştirdiği temaslar sonrası, önceki gün Rusya’nın başkenti Moskova’yı ziyaret ederek Genelkurmay Başkanı Valery Gerosimov ve Rus Askeri İstihbaratı yetkilileriyle görüştüğünü ifade etti.

Rusya tarafının kendisine, “Türkiye’nin sınırlarını koruma hakkına sahip olduğunu” söylediğini dile getiren Hemo, Gerosimov’un kendisine Afrin’deki Rus askerlerini Tel Rıfat’a doğru kaydırdıklarını ve Türkiye’nin Afrin operasyonuna müdahale edemeyeceklerini bildirdiğini sözlerine ekledi.

“Rus tarafından hava desteği istedim, kabul etmediler”

Hemo, verdiği röportajda, “Moskova ziyaretimde Rus tarafından hava desteği ve Türkiye’nin bölgeye yönelik bombardımanlarını engellemelerini istedim ancak bunu kabul etmediler. Şu an Afrin’de durum çok kötü. Bombardımanlar 24 saat ara vermeden devam ediyor” şeklinde konuştu.

Edinilen bilgilere göre, Ankara ve Moskova arasında Afrin operasyonuna dair 3 konuda tartışmalar devam etti. Bu konular, Türkiye’nin hava gücü kullanması, kara operasyonunun derinliği ve hangi güçlerin Afrin’e gireceği konularıydı.

Batılı bir yetkilinin Şarku’l Avsat’a verdiği bilgilere göre, Moskova’nın Türkiye’nin savaş uçaklarını kullanmasını ve Afrin’de muhalif birliklere yardım etmesini kabullenmesi Afrin çevresinde gözlem noktaları kurulması ihtimali nedeniyle gerçekleşti.

Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, “Rusya, Türkiye ile işbirliği halinde. Bu Rusya’nın bize olan ihanetidir” diyen Hemo, önceki gün Moskova’da gerçekleştirdiği görüşmelerde Rus yetkililerin önceki ziyaretlerine göre farklı bir tavır takındıklarını gördüğünü belirterek, “Ruslar Suriye’deki ılımlı muhalif gruplardan ve Türkiye’nin sınırlarını koruma hakkından bahsediyorlardı” ifadelerini kullandı.

“O zaman Rusya’nın bize karşı kurulan komplonun bir parçası olduğunu anladık”

Rus yetkililerin, kendisine PKK’dan ve Türkiye’nin bu örgüte karşı savaşmaya hakkı olduğundan bahsettiğini aktaran Hemo, “Onlara Afrin’de PKK savaşçılarının olmadığını söyledik. Uzun zamandır Afrin’de ne yapıyordunuz? diye sorduk. Ancak Rus yetkililer bir gecede tavırlarını değiştirmiş ve kararın Putin tarafından alındığını söylemeye başlamışlardı” diyerek, “O zaman Rusya’nın bize karşı kurulan komplonun bir parçası olduğunu anladık” şeklinde konuştu.

Moskova yönetimi, birçok kez Suriye’nin kuzeyinde kurulması düşünülen federal yönetime destek verdiğini açıklamış ve Esed rejimine kuzeydeki Kürt Özerk Yönetimi ile diyalog kurması yönünde baskı kurmuştu.

Rusya tarafından Suriye’deki krizin çözümüne dair hazırlanan Anayasa’da da Kürtlerin özerkliğine yer verilirken, Moskova yönetimi, birçok kez PYD’nin de Soçi’de düzenlenecek diyalog kongresine katılmasını istediğini dile getirmişti. Ankara yönetimi ise Moskova’nın bu tavrına güçlü bir muhalefet göstermişti.

“Rusya, Afrin’de gerçekleştirilecek her katliamdan sorumludur”

YPG ise Rusya’yı eleştirdiği bir basın açıklamasında, “Rusya’nın onayı olmadan Türkiye’nin bu hava saldırılarını gerçekleştiremeyeceğini ve Türk kuvvetlerinin Afrin’e operasyon gerçekleştirmeye cüret edemeyeceğini çok iyi biliyoruz. Bu noktada, saldırıların sorumluluğunun Türkiye’nin olduğu kadar Rusya’ya da ait olduğunu vurguluyoruz. Bu yüzden, Rusya, Afrin’de gerçekleştirilecek her katliamdan sorumludur” ifadelerine yer vermişti.

“Şam rejimini, Rusya engelledi”

Röportajında, YPG liderlerinin, Şam yönetimiyle de temasa geçtiklerini aktaran Hemo, “Bize Türkiye’nin operasyonuna karşı olduklarını ve bu amaçla bazı açıklamalar yayınladıklarını ancak Rusya’nın kendilerini engellediğini söylediler” dedi.

Hemo, Münbiç’de bulunan onlarca savaşçı ve askeri aracın Afrin’deki YPG savaşçılarına destek vermek üzere, bazıları Esed rejimi bölgelerinden geçerek Afrin’e geldiği bilgisini verdiği röportajında, “Rusya’nın arabuluculuğuna ya da Hmeymim Üssü’nde Ruslarla görüşmeye gerek yok, Şam ile iletişimimiz var. Ancak Moskova, Türkiye ile anlaşma halinde ve Şam yönetiminin Türk saldırılarına cevap vermesini engelliyor” ifadelerini kullandı.

Gözlemciler, Türkiye’nin Afrin operasyonunun Esed rejimine bağlı güçlerin İdlib’in güneydoğusundaki Ebu Zuhur Askeri Havaalanı’nı ele geçirmesine ve Türkiye-İran-Rusya üçlüsünün Soçi Kongresi’nin davetliler listesi üzerinde uzlaşmasına eş zamanlı olarak geliştiğini ifade etti. Kürt lider Hemo da, “Öyle görülüyor ki doğalgaz ve silahla alakalı büyük anlaşmalar yapılmış” değerlendirmesini yaptı.

“Türkiye’nin hedefi, Azez, el-Bab ve Halep’i ele geçirmek”

Türkiye’nin hedefinin Afrin’i Türkiye’ye katmak ve daha sonra da Azez, el-Bab ve Halep’i de ele geçirmek olduğunu iddia eden Hemo, Türkiye destekli muhalif grupların, ABD’nin küçük bir üssünün bulunduğu Münbiç beldesine doğru harekete geçtiği iddiasını ise yalanladı.

Hemo, sözlerini şöyle sonlandırdı;

“Münbiç’in güneyinde Rusya’ya ait bir askeri nokta var. Ruslar Türkiye’ye bu noktaya ulaşma izni verebilir. ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı Uluslararası Koalisyon Güçleri de Afrin’in operasyon alanlarında olmadığını bildirdi. Bu, ABD’nin eskiden beri tavrıydı. Daha önce de bize Afrin’in Rusya’nın nüfuzunda olduğunu söylemişlerdi.”

Öte yandan ABD, Suriye’nin güneyindeki Irak ve Ürdün sınırlarının birleştiği bölgede bulunan Tenef Sınır Kapısı civarında bir askeri üs kurmuştu. Bununla birlikte, ABD’nin Fırat Nehri’nin doğusunda 6’sı sabit, 5’i mobil olmak üzere 11 askeri üssü daha var. Ayrıca ABD, Suriye Demokratik Güçlerin’den (SDG) sınır muhafızları birliği kurmak için Fırat Nehri’nin doğusunda bir askeri eğitim üssü daha kurdu.

Washington yönetiminin, SDG militanlarından sınır muhafız birliği oluşturma kararının, Türkiye’nin Afrin’e operasyon başlatmasına sebep olduğu tahmin ediliyor.

Ankara yönetimi, Suriye’nin kuzeyinde federal yönetim seçimleri yapılırken ve ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın uzun vadeli olarak Suriye’nin kuzeyinde SDG’ye destek vereceğini ifade ederken, ABD’nin verdiği güvencelere inanmadığını ifade etmişti.