Sanki farklı bir gezegenden gelmiş gibi herkesi şaşırttı. İngiltere Premier Ligi’nde en iyi oyuncu.Dünyanın en güçlü liginin ilk sezonunda en çok gol atan oyuncu.Messi ve Ronaldo’yu geçerek 5 büyük ligin en çok gol atan oyuncusu. Bu şekilde Mısırlı oyuncu Muhammed Salah, hem İngiltere hem de dünyadaki futbol severleribüyüledi. O, harika bir futbol oyuncusundan ziyade tüm izleyicilerine dolaylı olarak olumlu mesajlar gönderen bir idole dönüştü. Mısır Dışişleri Bakanlığının; kendisini Liverpool kulübündeki sevenlerinin isimlendirdiği şekliyle“Mo”yu“Mısır’daki yumuşak gücün sembolü” olarak nitelendirmesi bir abartı değildir. Muhammed Salah; Doğu’nun yıldızı Ümmü Gülsüm, edebiyatçı Necib Mahfuz,uluslararası sanatçı Ömer el-Şerif ve bilim insanı AhmedZüveyl gibi Mısırlı yumuşak güç imparatorlarının listesine dâhil oldu. Hiç şüphesiz Muhammed Salah’ın bir kelime bile konuşmadan dünyada milyonlarca futbol izleyicisi üzerinde etki ve çekicilik yaratması, milyonlarca konferanstan, sempozyumdan ve tabi ideolojik sloganlardan daha güçlüdür.
Yumuşak güç kavramı, ilk kez 1990 yılında Joseph Nye’in “Yumuşak Güç: Dünya Siyasetinde Başarının Araçları” kitabında ortaya çıktı. Yazar, bu kitapta sert ya da askeri gücün yanı sıra yumuşak güç aracılığıyla ABD’nin tüm dünyada çıkarlarını sağlamlaştırma tezini açıkladı. Çünkü yumuşak güç, uluslararası siyasette başarının aracıdır. Yumuşak güç, zorlama ve para yoluyla değil de çekicilik ve ikna yoluyla hedefleri gerçekleştiren etkili bir silahtır. Yazar, sonuç olarak asgari derecede çekiciliğe sahip olduğu zaman bir ülkenin kültürünün ve içeride-dışarıda samimi bir şekilde uygulandığı zaman o ülkenin siyasi değerlerinin yumuşak güç kaynakları arasında yer alacağını söyledi. Bu şekilde yumuşak güç kavramı, sosyoloji ve siyaset biliminde büyük ve temel kavramlardan birisine dönüştü. Bunun için zor olan şey, yumuşak ve dolaylı yollarla başkalarını nasıl etkileyebilmekte gizlidir. Joseph Nye, bunu güzel bir ifadeyle özetliyor: “Başkalarını etkilemenin en iyi yolu, onları bahanelerle ikna etmektir.” Aynı şekilde yumuşak güç, “Cezbetme becerisidir. Genellikle çekicilik, boyun eğmeye götürür.”
Bunun için spor, artık salt bir oyun değil. Artık futbol, dünya etrafında yüz milyonlarca insanı eğlendirip karşılaşmanın bitmesiyle etkisi sona ermiyor. Futbol, uzun süre önce önemli bir jeopolitik faktöre dönüşerek devletlerin güç ve nüfuz unsurlarından birisi haline geldi. Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü Müdürü Fransız Pascal Boniface, geleneksel nüfuzun aksine “Herkes, siyasi ve ekonomik bakımdan ABD’den korkuyor. Ancak hiç kimse, Amerikalıların hâkim olmadığı futboldan endişelenmiyor.” açıklamasında bulundu. Birileri bu hakikatten şüphelenebilir mi?!
Eski ABDDışişleri Bakanı Hillary Clinton, 2010 yılında “CBS” kanalına verdiği bir röportajda Amerikan değerlerini aktarmada müziğin, siyasi ve askeri konuşmalardandaha güçlü olduğu anların bulunduğunudile getirdi. Gerçekten şekil ve biçimden ziyade yumuşak gücün pozitif etkisi, daha çok ön plana çıkıyor. Yumuşak güç; Dubai’de Çin merkezli bir ticaret çarşısı, Riyad’da Japon lokantası, New York’ta gösterime giren bir Suud filmi, Paris’te sergilenen Iraklı bir ressamın sanatsal tablosu ya da “Mo” Salah gibi İngilterePremier Ligi’nde parlak bir Mısırlı oyuncu olabilir. Bu tür araçlar,halkla ilişkiler kampanyalarında yüz milyonlarca dolardan daha güçlü bir etkiye sahiptir. Daha da önemlisi radikalizmin köklerini kazımadabu araçlar, nasıl kullanılmalıdır. Radikal örgütlerle mücadelede sadece güvenlik operasyonları yürütülmemeli, aynı zamanda aktif bir silah olması içinspor, kültür ve sanat gibi yumuşak güçler kullanılmalıdır.