Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Yüzyıl sonra cinsiyet eşitliği sağlanabildi mi? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Başbakan Theresa May ‘yalan haber’ olarak bilinen bazı sosyal medya etkinliklerini kontrol altına alan yeni düzenlemeler yapılmasını önerdi.

Gazeteciler ve ifade özgürlüğünü savunan iki liberal kesim açısından oldukça rahatsız edici bir durum.

Burada kendi ideolojisine muhalif olanları susturmak isteyen Liberaller kastedilmiyor. En son geçen hafta Bristol Üniversitesi’nde konferans vermesini engellemek için muhafazakâr milletvekili Jacob Reese-Mug’a sözlü ve fiili saldırı düzenlenmişti.

İngiliz kadın liderin ulusal kutlamaların bir parçası olarak yaptığı konuşmaya -televizyon basınının ve editoryal bölümlerinin çoğunu teşkil eden kadınların tahlillerine göre- İngiltere dışından bakanlar, bunun feminist hareketin zafer kutlaması olduğunu zanneder.

Bu hafta kadınlara 1918 Halk Meclisi Kanunuyla oy kullanma hakkı verilmesinin 100. yıldönümü kutlanıyor. Tarihte ilk kez oy kullanma ve aday gösterilme hakkı, 8 milyon 400 bin kadına verildi.

Ancak şu şartlar altında: 30 yaşına girmiş olmak, gayrimenkul veya ticari işletmeye sahip olmak, yasal kısıtlamalar ve cezai hükümler bakımından adli sicili temiz olmak, çalıştığı veya eğitim aldığı akademik kurumların bir bölümünde oy kullanma hakkından mahrum olmamaktır. Ayrıca Yasa, oy kullanma hakkını coğrafi konumlar bakımından da düzenlemiştir. Seçim listelerinde yer almak için kalıcı ikamet yerinin olması gerekmektedir.

99 yıl sonra ilginç ve dikkat çekici olan, bazı sol görüşlü öğrenciler, 2017 seçimlerinde izledikleri taktiklerinin başarısını Facebook üzerinden kutladılar. Zira Muhafazakâr Parti’nin parlamentodaki çoğunluğunu (Az bir oyla) kaybettirdiler. Bunu da geleneksel muhafazakâr seçmen ağırlıklı bölgelerde oy kullanarak yaptılar. Öğrencilerin ve işçilerin eğitim gördükleri enstitülerinde oy kullanma hakları yoktu. Çünkü onlar Anne babalarından dolayı “kalıcı adres” lerinin bulunduğu yere kayıtlılar. Yerel makamların seçmen kaydını takip ettikleri coğrafi bölünme nedeniyle sahte oy kullanmayı kontrol etme zorlaşmaktadır. Sonuçlara itiraz etmek, adli soruşturma gerektiren karmaşık bir süreç. Zira sonrasında Kraliyet Savcılık Bürosuna başvurmak ve ardından mahkemede dava açmak gerekiyor.

1918 Yasası adil bir cinsiyet eşitliği sağlamadı. Kanun, 21 yaşını dolduran -o sırada İngiliz yasasındaki ergenlik çağı- 5 milyon 600 bin erkeği seçim listelerine ekledi. Bu arada kadınlara 30 yaşını doldurmuş olma şartı getirildi.

1918 Yasası Dördüncü Anayasal Reform olarak isimlendirildi. Çünkü İngiltere’de 21 yaşını doldurmuş ve mülk, işletme veya dükkân sahibi olan erkek nüfusun yüzde 60’ına oy verme hakkını veren 1884’teki Üçüncü Anayasal Reformunda değişiklik yapılmıştı.

Kadın, (siyasette) oylama yaşında, erkeklerle eşit haklara sahip olmak için on yıl bekledi. Avam Kamarası Eşitlik Yasasını 1928’de onayladı. Anayasa reform yasalarını, mülkiyet veya iş dünyası için oy kullanma hakkıyla bağlantılı kılma yükümlülüğünün kaynağı ise, “hükümetin yalnızca kendisini seçen seçmenlerden vergileri toplama hakkının olması” temel temsil kuralına dayanmaktadır. Vergiler o dönemde gayrimenkul, Arazi ve işletme sahiplerinden tahsil ediliyordu.

Daimi ikamet, seçim bölgelerinde oransal temsile değil, seçim coğrafyasına göre seçimleri düzenleyen 1918 yasasından bu yana seçim listelerinin kayıt temelini oluşturur. Bölgesel sandalyede en fazla oyu alan aday –bir oyla bile olsa- seçimi kazanır. Bu sistem hala yürürlüktedir.

Paradoksal olarak, muhafazakârlar 2017 seçimlerinde 31 sandalyeyi kaybetti. (14 sandalye kazandı) 17 seçim bölgesinde kaybedilen toplam oy sayısı hesaba katılırsa, toplam 32 milyon 833 bin oydan (kayıtlı 46 milyon 900 bin seçmenin yüzde 70’i) 400’den az oy kaybedildi.

Kadınların yaygara koparmasının nedeni, 1918 yasasının gerçek bir toplumsal devrim olmasıydı. Uzun yıllar boyunca kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip olmak için protesto eylemleri yaptılar. Bazıları açlık grevine başladı, birisi kralın yarış atının önüne kendini atmasıyla öldü ve bazıları da çoğu kadını öfkelendiren terör eylemlerine başvurdu. İngiltere’deki kadınlar seslerini hala yükseltiyorlar ve bunları hala azınlıktaki kadın siyasetçi, parlamenter ve gazeteciler yönlendiriyorlar. İngiliz kadınların görüşlerini tam olarak bilmek zor ancak çoğu anketler İngiltere’nin liderlerinin çoğunluğunu İngiliz kadınlarının oluşturmadığını göstermektedir.

İlk seçimlerin yapıldığı1910’dan bu yana kadınlar ilk defa1918 seçimlerinde oy kullandılar. Oysa 1911 Parlamento rejimi kanununa göre parlamenter dönem en fazla beş yılla sınırlandırılmıştır. 1914’deki dünya savaşının patlak vermesi, koalisyon hükümetinin (liberaller ve muhafazakârlar) yasada değişiklik yapmasına neden oldu ve bu süre savaşın sonuna kadar uzatılmış oldu.

Bugünkü genel kanı gazetelerin üçüncü sayfalarını kaplayan cinsel taciz suçlamalarından sonra Kadınların nüfuzu arttıkça erkeklerin rolü gerilemekte olduğudur. Dördüncü Reform Yasasının çıkarılmasının ana aktörleri kadınlar olmuştur. Aslında bu tamamen bir halk hareketiydi.

Kadınlara yönelik Eşit Ücret Yasası ancak 1970 yılında çıkarılabildi ve beş yıl sonra yürürlüğe girdi. 100 kadının 20 bin işçi adına Süpermarket Tesco’ya karşı açtığı dava hala mahkemelerde görülüyor. Çalışan kadınlar, kas gücü gerektiren depo gibi yerlerde çalışan erkek çalışanlarla eşit ücret talep ediyorlar.

İngiliz feminist hareketi, meseleyi cinsiyetler arasındaki bir savaşa dönüştürüp radikalleştirmiş ve toplumun düşünce şeklini değiştirmeye girişmiş olsa da hareketin ılımlıları bu meseleyi yüzyıllar boyu süren demokratik gelişmenin ayrılmaz bir parçası olarak görüyorlar.

Bu nedenle, Salı günü Başbakan’ın basın ve sosyal iletişim araçlarına değindiği konuşması hususunda görüş ayrılıkları meydana geldi.

Bazıları bu konuşmayı politikacılar tarafından dördüncü gücü, özellikle de İnternetteki yeni biçimlerini sansürleme girişimleri olarak görürken, çoğunluk ise konuşmasında, özellikle kırsal kesimdeki yerel basının dev haber kuruluşlarının tehditlerinden korunmasını konu alan bir paragrafı memnuniyetle karşıladı.

Yerel basın, demokratik yapının temel taşlarından biridir. Çünkü meclisteki temsilcisini atayan seçmenin gözü kulağıdır. Yaşadığım bölgede (Hampstead) üç yerel gazetede dağıtılıyor. Londra seçmenlerini temsil eden 73 milletvekilinin olduğu iki yerel bölgenin haberlerini yapıyorlar. Londra Belediye Meclisinin performansını izleyen Evening Standard bunlardan birisidir.

Paradoks ise, 1500’den fazla yerel gazetenin rakibinin İngiliz gazetesi olan BBC olmasıdır. Onlarca televizyon ve radyo istasyonuna ek olarak, dünyanın en büyük İngilizce gazetesidir. Sadece insanlar tarafından finanse edilen bu yerel organlar bununla yetinmiyor, aynı zamanda 1500’den fazla gazetenin okuyucuları için yerel web siteleri yayınlamaktadır.

Yerel gazeteler, okuyucu kuponlarına ve yerel tüccarların reklamlarına ihtiyaç duyarken bu siteler ücretsizdir. Ancak BBC tamamen ücretsizdir ve Google, Yahoo ve Facebook coğrafi olarak yerel gazetelerin rekabet edemeyeceği basit fiyatlarla reklam yayınlamaktadır.

Kral John, Magna Carta’yı 1215’te imzalamasından bu yana, yerel gazetelerin iflası, İngiliz demokrasisine yapılan en büyük darbe olacaktır.