Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Zahran’daki Kudüs Zirvesi’nde Filistin davasına yoğunlaşıldı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Filistin Kurtuluşu Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Saib Ureykat, Zahran’da gerçekleştirilen Zirve’yi ‘Filistin Zirvesi’ olarak niteledi. Dışişleri Bakanlığı, Filistin hakları açısından kayda değer başarı elde ettiğini söyledi.

Ureykat, Zahran Zirvesi’nin özellikle Filistin davasına yoğunlaştığını belirtti. Bütün Arap liderlerinin ABD Başkanı’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etme kararını kınamasından övgüyle söz eden FKÖ Genel Sekreteri, “Bu tutum Filistinlileri başkenti Kudüs olan bir Filistin devletine sahip olma hakkını vurguladı” diye konuştu.

Ureykat, kapanış bildirisinde Filistin tarafından sunulan önerilerin kabul edilmesini memnuniyetle karşıladı. Söz konusu önerilerin başında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın (Ebu Mazen) geçen şubat ayında Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) barışçıl bir siyasi vizyon izleme önerisi oldu. Abbas’ın önerisi, temelde Arap Barış Girişimi’ne dayanıyordu.

Şarku’l Avsat’ın daha önce de belirttiği gibi Zirve’de Abbas’ın sunduğu planın kabul edilmesi Filistinli en önemli talebiydi.

Filistinliler, Zirve öncesinde, Ebu Mazen’in barış planının kabul edilmesi için müzakere prosedürü, mekanizması ve referansları, yani Arap Barış Girişimi’nin ayrıntıları ile ilgili kapsamlı temaslarda bulundu.

Abbas’ın geçen şubat ayında BMGK’ya sunduğu plan, bu yılın ortalarında bir konferans yapılması yoluyla çok taraflı bir uluslararası mekanizmanın oluşturulmasını içeriyor. Bunun, Kudüs de dahil olmak üzere Oslo anlaşmalarına göre tüm kalıcı statü sorunlarını çözmek için müzakerelerde taraflara yardım etmesi bekleniyor.

Abbas müzakereler süresince tüm tarafların aralarında yerleşim konusunun da dahil olduğu tek taraflı faaliyetlere son vermesini önerdi. Ayrıca Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması ve ABD Büyükelçiliği’nin taşınması kararının askıya alınmasını talep etti.

Abbas’ın barış planı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul etme kararının ardından ABD’nin ‘Asrın Anlaşması’ planına karşı oluşturuldu. Trump’ın bu adımı ABD ve Filistin arasında büyük gerilimlere neden olarak ilişkileri kesme tehditlerine kadar ulaştı.

Abbas, herhangi bir ABD planını reddettiğini vurguladı. Kudüs’ün müzakereler dışında kaldığı sürece kendisine kulak vermeyeceğini ifade etti.

Hükümet, tüm devletlerden Kudüs’teki statükoya dokunulmaması talebinde bulundu.

Ureykat, Arap Bakanlar Komitesi’nin Amerika Kıtası’ndaki ülkelerden Guatemala’yı ve Honduras’ı Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımaktan vazgeçirmek için çalışmalarına devam edeceğini söyledi. İsveç tarafından yönetilen BMGK’daki hareketlenmeye işaret ederek Birleşmiş Milletler’de (BM) Filistin devletinin statüsünün güçlenmeye başladığını belirtti.

Filistinliler de Abbas’ın planının kabul görmesini memnuniyetle karşıladı. Filistin Devlet Başkalığı Diyanet İşleri ve İslami İlişkiler Danışmanı Mahmud el-Hebbaş, Arap Birliği’nin 29’uncu olağan toplantısı olan Kudüs Zirvesi’nde Arapları ve Müslümanları Kudüs’e doğru bir yolculuğa hazırlanarak mübarek Mescid-i Aksa, murabıtları ve Filistinli kardeşlerini ziyaret etme davetinde bulunulmasını memnuniyetle karşıladı.

Hebbaş, gerçekleştirdiği basın toplantısında şunları söyledi:

“Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz başkanlığında Zahran’da toplanan Arap Zirvesi’nin kapanış bildirisinde Arap-İsrail çatışmasıyla ilgili alınan kararlar, Filistin meselesinin Arapların önem sıralamasının başında yer aldığını gösterdi.”

Hebbaş, Kudüs Zirvesi ile Arap liderlerin Kudüs davasında tek bir duruş sergilediğini hatırlattı. ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararının geçersizliği ve yasadışı olması konusunda tek tutum sergilendiğini kaydetti.

Kudüs’ün ebedi olarak Arap Filistin devletinin başkenti olduğunu ve öyle kalacağını bildiren kapanış bildirisine övgüde bulunan Hebbaş, Kudüs’ün mevcut yasal ve siyasi statüsünü değiştirecek herhangi bir adımı reddetti. Bunun tüm Ortadoğu için önemli sonuçları olacağı uyarısında bulundu.

Mahmud el-Hebbaş konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Zahran Zirvesi, Filistin’in temel mesele olduğunu yeniden vurguladı. Zirve’de İsrail’in dünya gerçeklerini değiştirme ve iki devletli çözümü baltalayarak Filistin halkı ve kutsallarına karşı işlediği suçlar reddedildi.”

Hebbaş, açık bir yönteme dayalı ortak Arap eylem planını güçlendiren ve milleti karşı karşıya olduğu tehlikelerden koruyan sağlam bir temel oluşturmaya çağırdı. Zahran’daki Kudüs Zirvesi’nin kararlarında güvenlik ve istikrarın sağlanması, gelecek nesiller için umut ve refahı koruyan parlak, umut verici geleceği güvence altına almanın öneminin vurgulandığını kaydetti. Arap ulusunun bedenini yitirmiş olan bölünme ve parçalanma belalarından muzdarip Arap halklarına ümit vermenin gereğinin altının çizildiğini kaydetti.

Filistin Dışişleri Bakanlığı, Arap Zirvesi’nde ‘Filistin meselesiyle ilgili olarak olağanüstü başarı elde edildiğini’ belirtti.

Zirve’ye Kudüs Zirvesi adının verilmesi, Arap devletlerinin bu özel aşamada Kudüs meselesinin merkeziyetini ve önemini vurguladıkları anlamına geliyor. Aynı zamanda İsrail-ABD ortaklığında Kudüs meselesinde gerilim yaratma, masadan çekilinmesini sağlama ya da Yahudileştirme girişimlerine açık bir Arap yanıtı niteliği taşıyor.

Bakanlık, söz konusu karar için Zirve yönetimine teşekkür etti. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın talimatlarıyla Zirve yönetimine bu konuda bir mesaj gönderdiğini belirtti. Suudi Arabistan Kralı’nın kararı mektuba uygun olarak Kudüs’ün Yahudileştirilmesine karşı verilen savaşa destek olarak verdiği kaydedildi.

Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan’ın Kudüs’teki altyapı projelerini destek amacıyla 150 milyon dolarlık bir destek sunduğunu açıkladı. Bu desteğin vatandaşlarının kararlılığını güçlendireceğini ve büyük önem taşıdığını belirtti. Bu açıklama Filistin devletinin Zirve’ye kutsal şehir ve onun kararlı murabıtlarının ihtiyaçlarını tanımlamak için sunduğu kapsamlı ve ayrıntılı bir araştırmaya dayanıyor. ABD’nin kararı sonrasında Washington’ın kendine karşı yükümlülüklerini azaltma isteğinden kaynaklanan açığını kapatmak için son Roma Konferansı’nda toplananlara ek olarak Krallık, Birleşmiş Milletler Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı’nı (UNRWA) desteklemek için 50 milyon dolar sağlıyor. Bu yardım, UNRWA’yı ikinci planda bırakmayı ve Filistinli mültecilere hizmet sunma gücünü elinden almaya çalışan ABD-İsrail politikasına yanıt olarak kabul ediliyor. Ayrıca UNRWA’nın rolünü de güçlendiriyor.

Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada ayrıca Zirve’nin adının sadece Kudüs Zirvesi olmadığını, bunun esasen ‘Ayrıcalıklı Filistin Zirvesi’ de olduğunu belirtti.