Tüm büyük oyuncular, büyük şirketlerin demokrasiye, halk sağlığına, adil rekabete, ekonomik eşitliğe veya mahremiyete zarar verip vermediğiyle ilgili sorunlarla karşı karşıya.

Bu konular, bu yıl çeşitli gazetelerin birinci sayfalarında yer aldı ve iş dünyası ve finans çevrelerinde olduğu kadar hem sağ hem de soldan politikacıların çevrelerinde sıcak gündem maddeleri haline geldi.

Bu durumda mantıklı olan, teknoloji şirketlerinin, bu şirketlerin modern dünyadaki etkisine dikkat çekmek için çeşitli derecelerde ortaya çıkmaya başlayan hafif saldırılar ve küçük çaplı kamuoyu oluşturma çabalarına kayıtsız kalmamasıdır.

Teknoloji devlerine verilen tepkilere karşı koymak için gösterilen çabalardan biri, Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’in çeşitli ABD eyaletlerini ziyaret etmesiydi. Güney Carolina’daki bir Afro-Amerikan Kilisesi’ne yaptığı ziyareti, Ohio’daki uyuşturucu bağımlılarıyla sohbet etmesini ve Wisconsin’deki bir çiftlikte traktör sürmesini bu bağlamda zikredebiliriz.

Zuckerberg misyonunun uzun bir listesini de yazdı, çünkü Facebook gerçek hayatta güçlü toplulukların rolünü arttırıyor. Yakın zamanda gördüğümüz, hayır kurumlarından birine finansman desteği sağlayan ailesinin fonlarını da bu hamlelere ilave edebiliriz.

Zuckerberg’in toplumun yararına olan hayırlı işlere Facebook veya aile servetinden para vermesi konusundaki samimiyetini sorgulamaya çalışmıyorum. Hatta diyebilirim ki “yarı başkanlık” turu, kendi teknoloji devi de dâhil olmak üzere bu yıl önemli teknoloji şirketlerinin karşılaştığı siyasi ve sosyal krizlerden uzak tutmak için de yararlı oldu.

Şirketi adına daha iyi bir resim çizmeye çalışan tek teknoloji devi o değil. Apple’ın CEO’su Tim Cook, şirketin tedarikçilerinin işçilerine kötü muamelesi veya akıllı telefonların neden olduğu çevresel hasar konusunda skandalları çok da garipser gibi görünmüyor. Bu yıl boyunca, bu konulardan konuşmaya devam etti ve müşteri dijital bilgilerini korumaya söz vermesine rağmen bu konulardaki yanıltıcı medya kampanyalarını eleştirdi.

Amazon’un CEO’su Jeff Bezos, kişisel imaj düzeltme girişimleri bağlamında Twitter’ı çok fazla kullandı. Şimdi de yaptığı iyi işler hakkında Twitter sayfasında bir sürü yardım bağlantıları var. Ayrıca hayırseverlik için bazı önerilerde bulunarak, Porto Riko’ya yardım malzemeleri ulaştıran Amazon uçaklarına dikkat çekti. Twitter’da bir gıda mağazası kurmak için Amazon hediye kaydı kullanan 7 yaşındaki bir çocuğa ilişkin bir makaleyi yeniden yayınladı. Şirketi ayrıca, diğer perakendecilere zarar verdiği, yerel ekonomileri sıkıntıya soktuğu ya da rekabeti kırdığına dair haber ve makaleler karşısında, perde arkasından cevap vermeye yoğunlaşmış durumda.

Google’ın “kamuoyu algılarını” yönlendirmeye yönelik kampanyalarının olduğuna dair doğrudan ama az miktarda kanıt var. Ancak haber kuruluşları bu yıl, Google’ın ana şirket olan Fabite’nin nüfuzunu kullanarak fikir dünyasını şekillendirmedeki etkisini araştırmaya yönelik konulara temas ettiler. Ayrıca bu şirketin, dev şirketlerin pazar gücünü kullanma biçimini destekleyen hukuk uzmanlarına yaptığı mali destek de bilinen bir husustur.

Teknoloji devleri tarafından başlatılan “imaj düzeltme” kampanyalarına çıkarlarını korumak isteyenlerin yoğun baskıları eşlik ediyor. Bir süre Google, Washington DC’deki en güçlü brokerlerden biri olmuştur, ancak etkisi kaybolmaya başlamıştır. ABD’deki diğer teknoloji devleri, kısa sürede, Amerikan siyasetinin koridor ve dehlizlerinden nasıl geçileceğini öğrendiler. Google ve Amazon bu yıl, federal baskı araçlarını kullanma alanına en fazla para harcayanlar arasında yer alıyor. Duyarlı Politikalar Merkezi tarafından derlenen verilere göre Facebook da bu konuma uzak değil.

Şu anda Washington, internet şirketleri için düşük etkili düzenlemeleri gözden geçiriyor. Teknoloji şirketleri, kurumsal sitelerinde politik reklamcılığın daha fazla yaygınlaşmasını talep etmek için kendilerine önerilen mevzuata karşı koymak veya yeniden formüle etmek için kapalı kapılar ardında yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Kullanıcıların dijital etkinliklerinden sorumlu olma olasılığını da kabullenmek istemiyorlar. Bazen teknoloji devlerinin “imajını iyileştirme ve yumuşatma” çabaları ile belirli siyasi ve örgütsel hedeflere ulaşmak için yaptıkları keskin manevralar arasında utanç verici bir çelişki var.

Teknoloji devlerinin, boyutlarına, servetlerine ve nüfuzlarına karşı şiddetli tepkilerle mücadele etme adına birden fazla yol bulma çabaları anlaşılabilir.

Bu şirketlerin üstünlük ve güç artışından kaynaklanan sorumluluklarını üstlenmek zorunda olmaları meselesi, 2017 yılında bu sektörün en çok dikkat çeken konusu olmuştur.

Bununla ilgili kaygılar devam edeceğe benziyor. Dolayısıyla, bu şirketler hakkındaki söylentiler durdurulamayacağı gibi daha fazla efsaneler yaratılmaya devam edecektir. Bu dev şirketlere düşen görev başkalarını sözle değil, fiilleriyle ikna etmeliler.

Zarar vermekten ziyade düzgün işler yapmalılar.