Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Arapların en kötü arkadaşı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Arap şiirinin ünlü beytini okumuşsunuzdur diye tahmin ediyorum, Okumak mutluluktur, kitab dünyanın anahtarıdır ve kitap insanın en iyi dostu olduğu söylenir. Ünlü romancı Ernest Hemingway daha ileri giderek, kitaptan daha vefalı bir dost olmayacağını vurgulamıştır.

Kitapların ulusların ilerleyişinin sırrı, akılların ve entelektüel ufukların açılımı olduğunu her zaman ve her yerde söylemekten bıkmamalıyız. Bu ifadenin, özellikle bazılarına sıkıcı gelse doğrudur, anlamlıdır.

Okumanın büyülü tadını alanlar, kitapların ne tür yolculuklara, ufuklara ve hayatlara kapı açtığını bilenler söylediklerimin doğruluğunu bilirler.

Bilen de bilir, uzaktan ilgisi olan da, hatta cahiller dahi bunu bilir; ülkelerimizin okumayla ilgili istatistikleri yüz kızartıcıdır. Rakamları burada peşi sıra anlatmama gerek yok, ama herkesçe malum ki, yayıncılık ve okurluk durumumuzun hali zayıf, hatta içler acısı. Zira; Arap vatandaşın kültürel davranış biçiminde okumanın günlük uğraşı olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Arap dünyasının bazı kitap fuarlarının başarılarına rağmen, yayıncılık hala zayıf ve kitaplar ülkelerimizin içi ve dışındaki hayatımızda önemli rol oynamaktan hala uzak.
Arap yayıncılığını geliştirmeye başlamanın ilk adımı konuyla ilgili kantitatif veri elde etmekten geçer. Bu konuyla ilgili kurumların, örneğin, Arap dünyasının kültür, bilim ve eğitim hayatını geliştirmek için kurulan ALECSO’nun (Arap Eğitim, Kültür ve Bilim Organizasyonu) saha çalışmalarında elde edilen kantitatif verilere ihtiyaç duyulmaktadır.

Arap dünyasında yayıncılığın durumunu dakik ve gerçekçi şekilde işlenmesi, ülkelerimizde kitap ve okuma alanındaki tüm nicel verilerin elde edilmesi için doğru bir anketin hazırlanmasını gerektirmektedir. Tabii ki, istenilen veriler mevcut, ancak tek bir nicel çalışmada birleştirilmiş değil, hangi zaman dilimine ait olduğu belirlenmemiş ve çelişkili. Yayıncılık sektöründeki faal olan aktörlerin her biri, öncelikle kendileri ile ilgili olan ve menfaatlerini ilgilendiren verileri önemser. Şurası kesin; yayıncılık yapanların çoğunda geleneklerin olmaması ve çoğunun vizyonsuz olması ve hedeflerinin olmaması gibi yapısal sorunları var.

Fakat Arap dünyasındaki yayın sorunlarıyla ilgili tartışmalarımızda çok önemli ve ihmal edilen bir nokta var, O da, Arap dünyasında sorumlu olan kültür kurumlarının yayıncıya maddi destek vermemesi ve bölgesel ve uluslararası fuarlara katılması için finansal yönden arka çıkmaması ve gelecekte bir tür bağımsızlık sağlaması yönünde rehberlik etmemesi.

Kültürel hayatın önemli aktörü olan yayıncıyla ilgili bazı önemli noktalara değinmek isterim; ilki: Nispeten Mısır ve Lübnan hariç, birçok Arap ülkesinde yayıncının rolü marjinalleştirilmiştir. Lübnan’da yayınevlerinin özelleştirilmesi önemli bir başarı nedeni oldu. Beyrut’ta ‘Daru’l Adab’ yayınevini özelleşen ve özelleşme sonrası Arap Şiirinin büyük şairlerine ve romancılarına büyük destek veren özelleştirilmiş yayın evlerine örnek verebiliriz.

Dolayısıyla, Lübnan örneğine bakarak (son yıllarda gerileme yaşamasına rağmen) yayınevlerinin görevini layıkiyle yapması, açılım gerçekleştirmesi ve kültürel rolünü daha iyi yapması için ALESCO’ya ve Arap Kültür Bakanlıklarına yeni fikirler ortaya koyması ve yayınevlerinin gelişimini sağlayacak planlar ortaya koyması çağrı yapıyoruz…

Son yıllarda alınan ödüller Arap dünyasının şairler, romancılar ve düşünürler yönünden fakir olmadığını gösteriyor. Ama bu düşünür, şair ve romancılar vizyonu açık, yüksek tempolu ve coğrafi ve kültürel yaygınlık peşinde olan güçlü bir yayıncılık atılımı olmaksızın büyüyemez ve gelişemezler.

Yayıncılık sektörünün gelişimi teröre karşı savaş stratejisinin bir parçası olduğu, modern ve insancıl fikir geliştirmenin bir parçası olduğuna da inanıyorum.

Kitabın her hal ü karda önemini hep vurgulamışızdır, Arap toplumu da bunu iyi bilmekte. Fakat teröre karşı uzun soluklu savaş açıldığında, şiddet arttığında, gençlerimiz terör mafyasına kolay yutulur lokma olduğunda ve fikirsel, dini ve kültürel olarak daha zayıf hale geldiğinde kitabın önemi daha da artar.

Terörün ortaya çıkışının yorumlanmasında ekonomik nedenlerin ele alınması önemlidir, kuşkusuz. Fakat vurgulamamız gereken şöyle bir gerçek te var; bir tek maddi fakirlik değil, kültürel fakirlik te terörün ortaya çıkmasında fevkalade önemli rol oynar.
Tüm bundan dolayıdır ki, yayıncılığın teşvik edilmesini teröre karşı savaşın stratejisinin bir parçası, hatta temeli saymaktayız. Zira, teröre karşı savaş esasen kültürel savaş olup, kitapsız yapılması düşünülemez, kültürel proje olmaksızın sosyal dönüşüm gerçekleştirilemez.

Bir diğer anlatımla, kültür bakanlıklarının, ALESCO ve ISISCO’nun görevlerinin çok önemli bir bölümü kitap yayın sektörünün problemlerinin ortadan kaldırılması ve istenilen edebi kritizm hayatına hareketlilik kazandırarak kültür yayınlarının geliştirilmesinden geçiyor.

Teröre karşı savaş, bizce, resmi nutuklar atmakla olmaz, kültürel temellere dayalı açık ve belirgin hedefleri kültürel atılımla olur.

Bu bağlamda, kitap, kültür ve ekonomiyi içine alan yakıcı bir Arap meselesi haline gelir. Kitap olmaksızın ilerleme olmayacağı bu hayatta ölüm kadar doğru bir gerçektir. Kitap, Arapların en kötü ve en tatsız arkadaşı konumundan en tatlı ve albenisi olan arkadaşı konumuna gelmesi ciddi bir çalışma, irade ve farkındalık gerektirir. Kitabın önemini kavramazsak geri kalmışlığımızdan kurtulamayacağımıza inanmamız gerekir.