Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Mısır seçimlerinin sonrasında ne olacak? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Mısır cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili bir yazı kaleme almak istiyorum. Çünkü nüfusu 100 milyona ulaşan Mısır gibi önemli bir ülkede siyasi istikrar kanaatimce önemli bir meseledir. Buna rağmen oldukça da tereddüt ediyorum. Zira bugün siyasi analiz fikri, hâlihazırda bölgemize hâkim olan tuzak ve kutuplaşma üzerinde düşünmek için artık ufuk açıcı bir yöntem değildir. İnsanın tuzağa düşmeden cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları gibi normal bir konuyu değerlendirebilmesi mümkün müdür?

Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin ikinci dönem için yeniden seçilmesi, Mısır’ın istikrarı açısından önemli bir gelişmedir. Fakat tek başına yürütme organı, ülkelerin istikrarını sağlamaz. Ülkelerin istikrarı şu üç organın etkileşimi sonucu meydana gelir: Yasama, yürütme ve yargı. Geri kalan organların güçler arasında denge kurabilme ve istikrar düşüncesini kurumsal bir mesele haline getirebilme fırsatını kendilerine verecek şekilde siyasi bir ortam oluşturmak Cumhurbaşkanı Sisi’nin önünde duran en büyük zorluktur. Bu şekilde kurumların istikrarı, ülkelerin istikrarını da gerçekleştirecektir.

Anayasa düşüncesi, kimin yönettiğine bakılmaksızın işleyen mekanik bir sistemdir. Bu şekilde lider olmadığı zaman devletle ilgili bir endişe de olmayacaktır. Çünkü bu durumda hükmeden ya da yöneten kurumların kendisi olacaktır. Yönetimde esas olan, sorunları değerlendirebilme ve çekişmeleri eritebilme becerisiyle kurumların devamlılığıdır.

Genellikle Ortadoğu’yu, özellikle de Mısır’ı ele alan Batı merkezli araştırmalar neredeyse toplumu ve devlet kurumlarını tamamen görmezden gelerek yöneticinin kendisine yoğunlaşır. Biz, oryantalizm ve ırkçılık olduğu konusunda bu metodu daima eleştirdik. Bunun için kendi toplumlarımızdan bahsederken bizlerin aynı tuzağa düşmemesi gerekiyor.

25 Ocak Devrimi’nden sonra Mısır’ın henüz iyileşmediği, siyasi ve ekonomik bakımdan iyileşme sürecine ihtiyaç duyduğu görülüyor. Fakat Mısır’daki tek sorun bu değil.

Bugün Mısır’ın öncelikli sorunu işgücü becerilerdir. Bölgedeki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Mısırlıların çoğu yeni iş piyasası için yeniden eğitilmeye gereksinim duyuyor. Geçen haftaki yazımda çocuklarınıza “Büyüdüğünüzde ne olmak istiyorsunuz?” sorusunun artık doğru bir soru olmadığını belirtmiştim. Çünkü çocuklarınızın hayal ettiği işler onlar büyüdüklerinde mevcut olmayacak. Doğru sorunun ise “Büyüdüğünüzde nasıl olmak istiyorsunuz?” olduğunu söylemiştim. Yani bu çocuk ne tür bir hayat yaşamak istiyor? Eğitim seviyesi, üniversitelerin hedefleri ve yeni yaşama uyum sağlama derecesi düşmesine rağmen maalesef Mısır’da şu anki duruma yönelik bir kabulleniş var. Hâlihazırdaki durum alkışlanıyor. Çünkü eskisinden daha yeni bir durumun ortaya çıkması mümkün değildir.

Kendilerini ciddi bir şekilde eleştirenlere yaklaşmak sadece Mısır’daki liderler için değil, aksine bölgemizdeki diğer liderler için de önemli bir faktördür. Ciddi eleştiriden yoksun bir yönetim pusulasını kaybeder. Nitekim alkış mekanizması da genellikle yok olmaya götüren sesli bir kuruntudur. Sistemin kendi gidişatını otomatik olarak düzeltebilme becerisi sayesinde yöneticinin eleştiriyi kabulleniş ve alternatif siyasi seçeneklere anlayış gösterme kabiliyeti, istikrara ulaşmanın birinci adımıdır. Bu da modern ülkelerdeki sistemleri daha istikrarlı kılmaktadır.

Mısır’ın hedeflenen istikrara ulaşabilmesi için ele alınması gereken 3 mesele var. Bunlardan ilki yönetim katını temizleyerek oyunun kurallarını kabul etmeye ve uzlaşmaya dayalı bir yönetim kültürü oluşturmaktır. İkincisi ortamın zenginleştirilmesi için daha fazla oyuncunun ortaya çıkmasına müsaade edilmelidir. Üçüncüsü ise sorumlulukların dağıtılmasıyla ilgilidir. Araçlarda olduğu gibi siyasi sistemlerde de yükler dört teker üzerine dağıtılır. Diğer bir ifadeyle ülkelerimizdeki terör ve şiddet sorunlarını göz önüne bulundurursak bu sorumluluklar siyaset ve güvenlik güçlerine dağıtılmalıdır. Siyasi sistemin sorumluluğunu sadece güvenlik güçlerine yüklemek aracın devrilmesine neden olur. Bundan dolayı dengenin sağlanabilmesi için geri kalan sorumlulukların siyasete yüklenmesi gerekir.

Mısır’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sona ermesinin ardından hedeflenen istikrarın gerçekleşmesi için yönetim denklemini değiştirmek ve sorumlulukları dağıtmak gerekiyor. Ayrıca doğru yolda yürüyebilmemiz ve arzuladığımız hedefe ulaşabilmemiz için ciddi eleştiriler de kabul edilmelidir.

Mısır, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından kendi büyüklüğünde, kendi nüfusunda ve kendi gücünde bir devletin sorunlarını ele alacak şekilde ciddi ve yeni bir ulusal diyaloga ihtiyaç duyuyor. Sahayı harekete geçiren unsurları ekonomik, sosyal ve siyasi bakımdan yeniden analiz etmek lazım.

Aynı şekilde sosyal ve siyasi diyaloga hâkim değerler sistemi yeniden inşa edilmelidir. Değerler sistemi yeniden inşa edilmedikçe diyalogun bir faydası olmayacaktır.