Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Tunus halkı siyasi partileri nasıl cezalandırdı? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Tunus geçtiğimiz Pazar günü çok önemli bir olaya şahit oldu. Olay, uzun süredir beklenen ve sürekli olarak ertelenen yerel seçimlerin yapılması. Bildiğiniz üzere yerel seçimler meclis ve başkanlık seçimleri kadar önemli. Yerel seçimler demokrasinin temel yerel boyutunu teşkil ediyor.

Ancak söz konusu seçimlerin sonuçları hayal kırıklığına neden olurken bu sonuçlar Tunus’taki siyasi partilere birçok mesaj gönderiyordu.

Seçimlerin sonuçları ve bu sonuçların gösterdiklerine değinmeden önce yerel seçimlere katılım oranından bahsedelim. Sadece bu veri bile içinde birçok önemli mesaj barındırıyor. Katılım oranı bir seviyeye kadar tahmin ediliyordu. Öyle ki halktan seçimlere kaydolanların sayısı önemli bir katılımın olacağını göstermiyordu.

Yüksek Seçim Komisyonu (YSK) tarafından açıklanan resmi rakamlar Tunusluların yerel seçimlere katılım oranlarının %35’i geçmediğini söylüyor. Biz, yedi sene önce yaptığı devrim ile bilinen, zor ve uzun demokrasi yolunda temel adımı atmış olması gereken bir ülkede seçimlere katılım isteksizliği ile karşı karşıyayız.

Bu az katılım oranını 23 Ekim 2011’deki katılım oranının %50 olduğu Ulusal Kurucu Meclis Seçimlerine ve 2014’ün sonlarında yapılan ve katılım oranının %60 olduğu meclis ve başkanlık seçimlerine kıyaslarsak “isteksizlik” olarak tanımladığımız duruma şahit oluruz. Öyle ki geçtiğimiz Pazar günü yapılan yerel seçimlere katılanların sayısı meclis ve başkanlık seçimlerine katılanların yaklaşık yarısı kadar idi.

Tunus halkının seçimlere katılım oranı halkın siyasi partilere ve ülkeyi yöneten gruplara güvenmediğini gösteriyor. Öyle ki çoğunluğun seçimleri boykot etmesi bir protesto ve tanımamazlıktır. Yerel seçimlerdeki dikkat çekici olgu ise bağımsız adayların oylarını yükselterek koltukların %32’sini kazanmaları ve yönetimi elinde bulunduran Nahda ve Nida Tunus partilerini geride bırakmaları.

Bağımsız adaylar bu zaferlerinden önce ulusal kurucu meclis seçimleri ile meclis ve başkanlık seçimlerinde hezimet yaşamışlardı. Öyle ki o vakit söz konusu seçimlerde o kadar az oy almışlardı ki bazıları onlara “ Sıfır virgül grubu” diyerek dalga geçmişlerdi. Ancak bağımsızlar siyasi partilerin olumsuz karnesinden yararlanarak koltukların büyük bir kısmını kazandı ki bu bağımsızların Tunus’taki siyasi arenada rekabete başladığını ve bu güçlü ve sürpriz başlangıcının geliştirilmesinin bağımsızların önümüzdeki sene yapılacak meclis ve başkanlık seçimlerindeki oylarının artıracağını gösterir.

Şimdi de Tunuslu seçmenlerin yönetimi elinde bulunduran iki büyük partiyi ne ile cezalandırdığına gelelim. Nahda hareketi seçimlerde oyların %28’ini aldı ki bu da yaklaşık 400 bin oya tekabül ediyor. Bilindiği üzere Nahda hareketi 7 sene önceki seçimlerde 1 milyon 400 bin oy, meclis ve başkanlık seçimlerinde ise 900 bin oy almıştı. Meclis ve başkanlık seçimlerindeki oy oranı Nahda hareketi için bir düşüş sayılmıştı. O sıralar Arap dünyasından ve Tunus’ta siyasi islamı köşeye kıstıracak olaylar yaşanmıştı.

Tabi ki Nahda hareketinin siyasi tavizler vermesi ve Liberal İnsan Haklarını İslami hükümlerden önde tutması sebebiyle Nahda hareketi destekçilerinin partilerine olan güveni azaldı. Ancak oy kaybı bekleniyor olsa da bu kadar fazla olacağı tahmin edilemiyordu. Çünkü Nahda hareketi tüm siyasal İslam hareketleri gibi parti sistemi disiplinine sahip.

Buradan hareketle Nahda hareketi çok hassas bir zamandan geçiyor. Öyle ki 100 bin oy kaybetmesi bir protesto mesajıdır ve önceki iki seçimde kendisine oy verenlerin güvenini kaybettiğini gösterir. Nida Tunus Hareketi ise meclis ve başkanlık seçimlerinin birincisi idi. Yerel seçimlerde Bağımsızlar ve Nahda’dan sonra 3.sırada yer aldı.. Nida Tunus partisi içerisinde ardı ardına yaşanan ayrılılıkları ve Nahda hareketinin politikası ile uyuşan bir anlaşmaya dâhil olmasını göz önünde bulundurursak Nida Tunus Hareketinin bu oy kaybı şaşılacak bir şey değil. Nida Tunus Hareketinin dâhil olduğu bu anlaşma destekçilerine göre partinin 2014’teki seçim kampanyasında İslamcılarla anlaşma yapmama konusunda verdiği söze aykırı.

Ayrıca bugünkü siyasi hayal kırıklığı, devrimden sonraki ilk aşamada seçimlere katılım coşkusunu büyük ölçüde yok etti. Bu temel olarak ülkedeki ekonomik durum ve yönetimde olan partilerin üzerinde uzlaştığı maliye kanunu ile alakalı ki bunun cezası da boykot oldu. Artan hayat pahalılığı, Tunus dinarındaki durgunluk ve %15’e varan işsizlik.. Bütün bunlar önümüzdeki sene yapılacak meclis ve başkanlık seçimlerinde daha az katılım olabileceği haberini veriyor. Umutsuzluğun arttığı bir ortamda yönetimde olan partiler sadece beklentileri gerçekleştirmekte başarısız olmakla kalmadı halka gelecek hakkında elle tutulur bir umut mesajı vermeyerek vatandaşı çok zor duruma soktu.

Ancak buna karşılık siyasi partilerin cazibesinin azalması sadece partilerin cezası değil bilakis güçlü, etkili, sorumluluk sahibi ve gerçekçi çözümlere sahip bir partinin bulunmamasından da kaynaklıdır. Bu durum aynı zamanda hiçbir halkın yararına olamaz çünkü partilerin dışında siyaset yok. İkilem de burada.