Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Katar’ın deneme politikası: Vakit beklemez! | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Kendi sorunlarını çözmek yerine yeni politik problemler üreten, Körfez bağlamından izole edildiğinden iç kaynaklarını tüketen ve bu sayede iç gelişmelerini dahi anlamaktan aciz Katar rejimi, hala kendine biçtiği hedeflere ulaşmaya çalışıyor. Katarın hakim zümresi, yeterliliklerini ispat etmek için, her şeyi politize etmeye çalışıyorlar. Katar başka ülkelerin egemenliğine açık müdahalede bulundu, terörizme organizasyon, milisler ve başkanlar düzeyinde destek verdi, Katar’ın başkenti Doha’yı her türlü radikal organizasyon ve örgüt için cazibe merkezine dönüştürdü, Mısır, Libya, Özellikle Somali olmak üzere, Doğu Afrika’nın işlerine fütursuzca müdahale etti, İranlı mollaların Yemen’e müdahale etmesine karşı çıkan Arap kararını tanımadı, Kararlılık Harekatının yararsız bir şey olduğunu göstermek için elinden geleni yaptı, Husilerin her türlü yalanını El Cezire Kanalında yayınladı, milislerin sesini mazlum Yemenlilerin sesi diye gösterdi ve Yemen’de meşruiyeti muhafaza etmek için yapılan her türlü başarıyı görmemezlikten geldi. Yine Katar, kendi problemlerini ele almak ve kökenine inerek çözmek yerine yukarıda saydığım yanlış tutumları daha da pekiştirdi.

Katar’ın bu deneme politikasından sonra ne olacak? Bundan sonra Doha, ambargo uygulayan ülkelerin talebi olmaktan çıkan ve ABD’nin ve Avrupa Birliğinin önderliğinde uluslararası bir yönelim olan terörü kollamayı bırakma, başkalarının egemenliğine müdahale etmekten kaçınma yerine dolambaçlı yollardan giderek, çözmeye yanaşmayacak. Herkes, Yemen’e silah gönderme ve kaçakçılık yapma, Husileri eğitme ve Suriye krizine müdahale etme gibi eylemlerde temsil edilen İran müdahalelerini sona erdirme ihtiyacını kabul eder. Buna rağmen, Katar, elindeki medya araçlarını TV kanalından politik dedikodu yöntemine çevirerek, uluslararası kabulleri Suudi Arabistan’ı kötüleme aracına dönüştürdü, bununla yetinmeyen Doha, Suudi Arabistan’ın en küçük ayrıntılarını büyütmek ve devrim aracına dönüştürmek için elinden her geleni yaptı. Arap Baharı sonrası istikrarları yıkılan, dolayısıyla istikrarlı Körfez ülkelerine karşı fobisi olan ülkeler nezdinde Suudi Arabistan’ın dünya kupasına katılması konusunu dahi istismar ederek Suudiler hakkında gerçeğe aykırı görüntü vermek için kullandı.

Katar’a karşı ambargo uygulayan ülkeler içinde oldukları istikrar nimeti sayesinde terörizme ve teröristlerin sözcülerine karşı savaş konusunda kalitatif değişiklikler yaşandı: İlki; İstikrarsız ve kurumları yerle bir olmuş Mısır’ın beş sene önce nitel dönüşüm geçirerek radikalizme ve teröre karşı savaşan bir ülke haline gelmesi. İkincisi: Suudi Arabistan, Katar’ın Hacdan sorumlu kurumunun işbirliğine yanaşmamasına karşın, Hac meselesinin politize olmasını önleyecek bir inisiyatif başlatması ve Katarlıların Suudi Arabistan Hac Bakanlığı sitesi üzerinden kayıt yapmasına ve kalacağı yeri seçmesine olanak sağlaması. Üçüncüsü: Katar’ın kendi problemlerini Uluslararası Adalet Mahkemesi yoluyla Birleşik Arap Emirliklerine ihraç etmeye çalışmasının akamete uğratılması, zira, BAE, yasal durumunu rakamlarla teyit etti ve mahkeme nezdinde eğitim ve sağlık alanlarında kendi egemenliğini sağlayacak tedbirleri alma hakkına sahip olduğunu ispat etti ve diğer ülkelerin içişlerine karışmasını önledi.

Doha, kendisine karşı uygulanan ambargo sorusundan başkalarına sataşarak ve suçlamayı deneyerek kaçamaz. Hele hele batılı halkla ilişkiler şirketlerini kullanarak veya politik olsun veya olmasın her türlü konuyu ambargo uygulayan ülkelere karşı devrim yapılması için kullanmak işe yaramaz. Katar yönetiminin El Cezire TV Kanalı yoluyla propagandaya yeltenmesi de sosyal medya sayesinde işe yaramadı. Arap medya gözlemcisi, Katar yayın organlarının medya profesyonelliğinin en basit ilkeleriyle çelişen bir şekilde çalıştığını son zamanlarda ard arda ortaya çıkan dosyalar sayesinde krizin derinliğinin farkına vardı. Yine Araplar ve dünya Katar’ın Yemen’deki Husileri desteklediğini, Libya’daki çözümü geciktirdiğini, Mısır’ın istikrarını hedef aldığını, Suudi Arabistan hakkında söylentiler yaydığını ve siyaseti kişiselleştirdiğini açık şekilde anladı.

Ambargo uygulayan devletlerin Katar’ın problemleri ele alış yöntemine karşı çıkmaya devam edecekleri kesin. Çünkü bu ülkeler kendi egemenliklerini korumak amacıyla Doha’nın İran’la daha derin ilişkiler kurmakla tehdit etmesini, Türkiye ile ilişkilerini kullanmasını, politik İslam’ın düşüşünden sonra etkisi azalan sistem ve kişilerle ilişki kurmasına ve hatta Husi Milisleri ve muhalifler türünden siyasi olmayan yapılanmalarla ilişki kurmakla tehdit etmesine de karşı çıkacaktır.

Teröre ve terör kaynaklarına karşı bölgemiz çetin bir savaşa girmek üzere, bu da İran’ın tüm yatırımlarını, ardından da Katar’ın yatırımlarının yerle bir olması anlamına gelecektir. Katar’ın eğreti politik muhalif yapılara maddi destek sağlaması ve bu sayede sosyal medyayı kullanması da şimdiye kadar yaramadığı gibi, bundan sonra da işe yaramayacak. Tersine, bir tek ambargo uygulayan ülkelerle değil, Katar’ın tutumlarından hoşnutsuzluğunu dillendiren ülkelerle de sağlıklı ilişkilerin ortaya çıkmasını engelleyecektir.

Katar’ın davranışsal krizinin çözümü krizin sebeplerine geri dönmek ve ele almakla olur, kaçmakla veya başkaları üzerine atmakla olmaz ve bu konu beklemez, öyle demiyor mu ‘El Cezire’nin’ mottosu: Vakit beklemez.